Victor Hugo Kimdir?
Dünya klasiklerinin en önemli isimlerinden olan Victor Hugo, Fransız şair ve yazardır. Kendi döneminde de birçok tartışmalara sebep olan yazar, ölümsüz eserleri ile dünya klasiklerinin en değerlilerini yazmıştır. Yaşadığı hayattan da izler taşıyan kitapları neticesinde, uluslararası anlamda ününü kanıtlamıştır.
Victor Hugo Ne Zaman Doğmuştur?
Victor Hugo, Fransa’nın en zorlu zamanlardan geçtiği 1802 yılında dünyaya gelmiştir. Napolyon ordusunda general olan babası, imparatorun en parlak döneminde çok önemli görevlerde bulunmuş, birçok ülkeyi gezme fırsatını bulmuş ve Madrid’de de valilik yapmıştır. Ünlü yazar, anne ve babasının geçimsizlikleri nedeniyle genelde babasının yanında büyümüştür ve onunla daha çok vakit geçirmiştir. Annesinin aşırı Kralcı ve Katolik olması, babasının ise görevlerinden dolayı sürekli seyahat etmesi ayrılmalarına sebep oldu. Böylece Victor Hugo annesinin yanında kalmaya devam etti. İlk başlardaki tüm yazılarında ve hayat felsefesinde annesinin de etkisiyle Kralcı ve Katolik izler yer alırken, daha sonradan ülkenin geldiği durum ve siyasi gelişmeler neticesinde Cumhuriyetçi ve özgür düşünceyi savunan bir yazar haline geldi.
Victor Hugo Hangi Eğitimleri Aldı?
Victor Hugo, babasının da valilik yaptığı dönemler dolayısıyla ilkokula İstanbul’da başladı ve sadece İspanyol aristokratlarının yer aldığı bu okulda, sonradan burjuva olan babasından dolayı sürekli olarak dalga geçilmesine sebep oldu. Sonradan yapılan araştırmalar ve incelemeler neticesinde yazarın kitaplarında yer alan hem aristokrasi hayranlığı hem de aristokrasi düşmanlığını ilkokul dönemindeki bu durumlara bağlanmaktadır.
Victor Hugo’nun Çocukları Var Mı?
Büyük yazar yavaş yavaş düşünce hayatı gelişirken, aşkı da kavramaya başladı. Annesine çok bağlı olmasına rağmen, onun düşüncelerine karşı çıkarak çocukluk arkadaşı ile gizlice nişanlanmış fakat annesinin çok üzülmemesi için o ölene kadar evlenmemiştir. Evliliklerinin ardından yazarın ilk çocuğu doğmuş fakat kısa bir süre sonra hayatını kaybetmiştir. Sonraki yıllardı peş peşe iki kızı ve bir oğlu olmuştur. Victor Hugo’nun en büyük kızı da ne yazık ki çok uzun yıllar yaşayamamış, 19 yaşında evlendikten kısa bir süre sonra hayata veda etmiştir. Seyahat ettiği geminin alabora olması ile boğularak hayatını kaybeden kızının ölüm haberini daha sonradan yayımlanan gazetelerden öğrenmiştir. Kızının başına gelenler onun yazarlığını da etkilemiş ve bir süre daha şiirlerinde ve kitaplarında bundan bahsetti.
Victor Hugo Yazarlığa Nasıl Başladı?
Hukuk eğitimi aldığı dönemlerde ailesinin büyük bir maddi sıkıntıya düşmesi onu yazarlığa yöneltti. Küçük hikayeler, şiirlerle başlayan yazarlık hikayesi ilk başlarda sadece maddi konulardaki sıkıntısını çözerken, ilerleyen dönemlerde ölümsüz bir yazar haline getirdi. Dünya klasiklerinin en büyük yazarlarından Victor Hugo’nun ilk kitabını tamamlaması da evliliğinin birinci yılından sonraya denk gelir. 3 yıl sonrasında yazdığı ikinci romanı ve onu dönemin en büyü şairlerinden yapan 5 şiir kitabı izler. O dönemin en önemli edebi akımlarından olan romantizm, Vicor Hugo’nun da eserlerinde ön plana çıkmakta ve izini tüm dünyaya bırakmaktadır. Örnek aldığı çok önemli isimlerin izinden hiçbir zaman ayrılmamıştır.
Çok kısa sürede büyük bir üne kavuşan Victor Hugo, kraliyetten de maaşa bağlandı ve her ne kadar eleştirel bir dili olsa da kabul gördü ve daha kendi döneminde değeri bilinen isimlerden oldu. Artık herkesin tanıdığı şairler arasında yer alırken, yazarın tam olarak her formunun ortaya konduğu ilk eseri Bir İdam Mahkumunun Son Günü olmaktadır. Fransa’da idam edilmiş olan gerçek bir katilin hikayesini anlatan kitap, kısa sürede ses getirmiştir.
Yazarın artık kurgu eser isminden çıkıp, ilk romanı olarak sayılan eseri ise Notre Dame’ın Kamburu olmaktadır. Çok kısa sürede Avrupa’nın dört bir yanında çevirileri yayınlanmış ve artık sonraki romanlarındaki tarzı da net bir şekilde belli olmuştur.
Victor Hugo’nun Siyasete Etkisi Nedir?
Victor Hugo hayatının hiçbir döneminde toplumsal olaylara uzak kalan bir yazar olmamıştır. Romantik rejime karşı katı bir şekilde mücadele eden bir grup kişi yüzünden Fransız Akademisi’ne 4.başvuruda anca girebilmiştir. Seçilmesinin ardından zaten düşüncelerinde olan siyasi durumların içinde daha çok yer almak imkanı bulmuştur. Kısa sürede siyasi alanda ismini duyuran kişilerden biri oldu. Kralın asilzadeliğine yükseltildikten hemen sonra ölüm cezasına karşı çıkarak Polonya’ın bağımsızlığını savunacağı Soylular Meclisi’ne girdi. Bu dönemde ise Cumhuriyetçi Hükümet, 1848 Devrimleri ve İkinci Cumhuriyet’i destekleyerek Anayasa Meclisi ve Yasama Meclisi’ne seçildi.
Napolyon’un darbe yaparak yönetimi yeniden ele geçirmesinden hemen sonra, Napolyon’u ihanetle suçladı ve sonucunda sürgün cezasına çarptırıldı. Sürgünde olduğu dönem boyunca savunduklarından vazgeçmedi ve ünlü hicivlerini yayınladı. Hicivlerinin yanında Sefiller kitabının da dahil olduğu güçlü eserlerini yayınlamaya devam etti.
Napolyon bir süre sonra sürgündeki herkes için genel af ilan etmiş olsa da Victor Hugo bunu kabul ettiğinde hükümeti daha az eleştirebileceği düşünceli ile sürgünden dönmeyi reddetti ve anca Napolyon düşüp Üçüncü Cumhuriyet ilan edildiğinde hemen ülkesine dönerek Ulusal Meclise seçildi.
Victor Hugo’nun Kültürel Faaliyetleri Nelerdir?
Victor Hugo sadece kendi yazarlık alanı ve siyasetle ilgilenmemiştir. Usta yazar aynı zamanda ülke içerisinde o dönemde büyük sorun olan sanatçıların hakları ve telif hakları ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Uluslararası Edebiyat ve Sanat Derneği’ni kurarak, dernek sayesinde edebi ve sanatsal eserlerin korunmasına dair Bern Konvansiyonu’nun da açılmasını sağlamıştır.
Victor Hugo’nun Akımlara Etkisi Nasıl Oldu?
Vicor Hugo’nun 1827 yılında yazdığı iki oyun neticesinde Paris’te bir heyecan başladı. Yazarın “Hernani” piyesinin oynanmasından hemen sonra ise romantiklerle klasik akımcıları arasında Hernani Savaşı başladı ve bu tartışma, romantiklerin klasizm karşısındaki zaferi ile sonuçlandı.
Victor Hugo’nun Kitapları Nelerdir?
“Yargılayanlar ve mahkum edenler ölüm cezasının toplumdan kendisine zarar veren ve daha sonra da zarar verebilecek olan birini uzaklaştırmanın önemi nedeniyle gerekli olduğunu söylüyorlar. Sadece bu söz konusu olsaydı, müebbet hapis cezası yetecekti. Öldürmek neye yarar? Hapishaneden kaçabileceğini söyleyerek itiraz edeceksiniz, öyle değil mi? nöbetçileriniz görevlerini iyi yapsınlar. Demir parmaklıkların sağlamlığına güvenmiyorsanız, hayvanat bahçelerini açmaya nasıl cesaret ediyorsunuz?”
Köln Kütüphane ile Almanya’dan online Türkçe kitap siparişi vermek çok keyifli!