İçimizi ısıtan, kimi zaman bizi aşka yeniden inandıran sevdayı en incelikli haliyle anlatan aşk şiirleri yüzyıllardır aşkın evrenselliğini ve her dilde farklı anlatımlarla vücut bulan halini bizlere gösterir nitelikte. Hem Türk Edebiyatında hem de Dünya Edebiyatında sevdanın şiir halini merak ediyor veya şiir okumaya yeni yeni başlıyor olabilirsiniz, bu aşamada şiir kitapları okumak şiir dağarcığının genişlemesinde etkin rol oynar. Bununla birlikte nereden başlayacağınızı bilemiyor ve kendinize bu konuda bir rehber arıyorsanız Köln Kütüphane olarak en güzel aşk şiirlerini ve hatta kitaplarını derlediğimiz yazımız tam size göre! İşte Türk ve Dünya Edebiyatından içinizi ısıtacak on aşk şiiri:
-
Cemal Süreya-Aşk
-
Atilla İlhan-Ben Sana Mecburum
-
Edip Cansever-Yerçekimli Karanfil
-
Can Yücel-Sevgi Duvarı
-
Nazım Hikmet-Seviyorum Seni
-
Didem Madak - Çiçekli Şiirler Yazmak İstiyorum Bayım
-
Özdemir Asaf - Lavinia
-
Pablo Neruda - Duyasın Diye Beni
-
William Shakespeare - Sone 24
-
Edgar Allan Poe - Annabel Lee
1- Cemal Süreya - Aşk
Türk Edebiyatında, İkinci Yeniler arasında en ünlü şairlerdendir Cemal Süreya. Yalın ve duygu yüklü anlatımı şiirlerinde konuşma dilinde şiirselliği yakalamaya ve günlük hayat içerisinde aşkı ve aşk söylemini en sade şekliyle çarpıcı bir şekilde betimlemeye yöneliktir. Cemal Süreya aşk şiirleri lirik kimi zaman erotiktir, kendi içerisinde hem hüzün hem mutluluk doludur. Şiirlerinde aynı zamanda derinden o günkü siyasi atmosferin okuması da yapılabilir. Türkçe kullanımı ve betimleme yetisi öyle naiftir ki Türk Edebiyatına adını yazdırmış en önemli şairler arasındadır.
Aşk
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
İstanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.
Eğer Cemal Süreya’nın aşk şiirlerinden daha fazlasını okumak istiyorsanız Cemal Süreya’nın şiirlerinin yer aldığı Sevda Sözleri adlı kitabını okuyabilirsiniz.
2- Atilla İlhan - Ben Sana Mecburum
Türk Edebiyatına adını altın harflerle yazdıran bir diğer şairimiz ise Atilla İlhan’dır. Aslında Atilla İlhan, Türk Edebiyatına sadece şairliği ile değil deneme yazarlığı, sanat ve kültür alandaki çalışmalarıyla da tanınmaktadır. Fakat sade ve günümüz Türkçesi ile yazdığı şiirleri öylesine beğeni toplamış ve sevilmiştir ki çoğu şiiri daha sonra şarkı olarak bestelenerek hepimizin hafızasına kazanmıştır. 1999 yılında yazdığı Ben Sana Mecburum şiiri ise adeta aşka bir yakarıştır.
Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun
Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun
Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin
Atilla İlhan’ın şiirlerini sevdiyseniz ve daha fazla şiirini okumak isterseniz İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanan, şairin şiirlerinin derlenmiş olduğu Ben Sana Mecburum kitabını okuyabilirsiniz.
3- Edip Cansever - Yerçekimli Karanfil
Tıpkı Cemal Süreya gibi Edip Cansever de İkinci Yeni akımındandır. Sade ve günlük Türkçe kullanımı ile dikkat çeken şiirleri çoğu zaman metaforlarla doludur ve farklı okumalara açıktır. Her konuda yazan şairin sevda şiirleri kırılgan bir anlatıma sahiptir. Sevdayı en saf ve narin haliyle anlatan şairler arasında yer alan Edip Cansever aynı zamanda oldukça üretken bir şairdir öyle ki Cemal Süreya şair dostu arkasından “Fazla şiirden öldü Edip Cansever” diye yazmıştır.
Yerçekimli Karanfil
Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
Sen karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.
Edip Cansever’in şiirlerini beğendiyseniz ve şiirlerinden seçmeler okumak isterseniz Gelmiş Bulundum isimli kitabı okuyabilirsiniz.
4- Can Yücel - Sevgi Duvarı
Türk Edebiyatına hem şair hem de çevirmen olarak katkılarıyla bilinen Can Yücel, özellikle toplumsal konulara yer veren ve yergi içeren şiirleriyle tanınır fakat şairin aşk şiirleri adeta bir dantel gibi işlenmiştir. Derinlikli şiirleri özenli bir Türkçeyle yazılmış yalın ve kendine has incelikli bir üsluba sahiptir. Aile değerlerine de oldukça önem veren şairin şiirleri bu açıdan da sevgi dolu olarak tanımlanabilir.
Sevgi Duvarı
Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat sevicileri
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi
Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
Çöpcülerin elleriyle okşardım seni
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik bol yıldız bol insan
Bir gece Sevgi Duvarını aştık
Dustuğum yer öyle açık seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
Can Yücel aşk şiirleri hakkında daha fazla okuma yapmak isterseniz, şairin şiirlerinin derlendiği Sevgi Duvarı isimli kitabı okuyabilirsiniz.
5- Nazım Hikmet - Seviyorum Seni
Kendine has üslubuyla sevdayı her zaman bambaşka anlatan Türk Edebiyatının dünya çapında da en çok tanınan şairi olan Nazım Hikmet Ran’ın şiirleri ruha ve kalbe dokunan aynı zamanda otobiyografik öğeler de barındıran şiirlerdir. Toplumsal gerçekçiliği benimsemiş şairin sevgiliye aşk şiirleri okuyanları büyüler niteliktedir.
Seviyorum Seni
Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.
Nazım Hikmet’in şiirlerini hem okumak hem de Genco Erkal’ın sesinden dinlemek isterseniz Yapı Kredi Yayınları’nın özenle hazırladığı Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni isimli kitaba göz atabilirsiniz.
6- Didem Madak - Çiçekli Şiirler Yazmak İstiyorum Bayım
Türk Edebiyatında kadın şairler de aşkı ve sevdayı en incelikli duygularla anlatmışlardır. Kadın şairlerimiz arasında çok sevilen ve Türk Edebiyatına katkıları ile bilinen erken kaybettiğimiz bir şairimiz de Didem Madak’tır. Didem Madak’ın şiirleri ise evsel metaforlarla doludur. Günlük yaşamın incelikleri, ayrıntıları şiirlerinde kırılgan ve naif bir üslupla yer bulur. Biraz sitemkardır şiirleri, bazen kızar; kimi zaman hüzünlü kimi zaman kuş gibi heyecanlı, berrak betimlemeleri adeta bir çocuğun anlatımı gibidir. Bu yüzden Didem Madak “çiçekli şiirleri” ile şiir severlerin kalbinde farklı bir yere sahiptir.
Çiçekli Şiirler Yazmak İstiyorum Bayım
'Zenciler prensesi olacağım.
Hayat işte asıl o zaman başlayacak.'
Pippi Uzunçorap
Çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım
Bilmiyorsunuz. Darmadağın gövdemi
Çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum.
Karanlıkta oturuyorum. Işıkları yakmıyorum.
Çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor
Acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum.
Bir bıçağın gereksiz yere parlaması bu.
Yıllardır kendini bulutlarda saklayan illegal bir yağmurum.
Bir yağsam pahalıya malolacağım.
Ben bir bodrum kat kızıyım bayım
Yalnızlıktan başka imparator tanımaz bodrumum
Bir süredir plastik vazolar gibi hiç kırılmıyorum
Fakat korkuyorum. Birazdan da
Kırküç numara ayakkabılarınızla
Bahçede oynayan çocukların üstüne basacaksınız
Bu iyi olmaz bayım!
'Gün akşam oldu' diyorum
Ekmek kırıntıları atıyorum kuşlara
Cam kırıkları yiyorlar
Rüyamda; bir kase dolusu suyun içinde
Rengarenk yap-boz parçacıkları
Anlatmak istiyorum, dinlemiyorsunuz.
Hayır,sanırım sabahı bekleyemem
Bilmiyorum.
İnsanlar rüyalarım acilen anlatmalı.
Ondört yaşındaydı ruhum bayım
Bir mermer masanın soğukluğunda yaşlandı.
Protez bacaklar taktılar ruhuma ince ve beyaz
Gıcırdaya gıcırdaya dolaştım şehri
Protez bacaklarıma bile ıslık çaldılar
O ara içimde çiçeklerden oluşmuş
bir silahsız kuvvet ablukaya alındı
Sinemalarda da 'organzm gıcırtıları' oynuyordu.
Kaçmaya çalıştım. Olmadı.
Bu nedenle, çiçekli şiiler yazmayı
Ruhum açısından faydalı buluyorum bayım.
Neyse işte
Ben her filmi hatırlarım
Sinemaların hiç bitmeyen gecesine sığındığım çok oldu.
'Sofı'nin tercihini' seyrederken çok ağlamıştım.
Öpüşen Guramilerle ilgili bir film yapsalar
Onu da mutlaka hatırlardım.
İnsan içinde çevrilen bir çıkrığın sesini unutur mu?
Hem sonra ben hatırlamaya alışkınım
Bir 'eşya toplayıcısıyım' bayım.
Büyük gemiler de yok artık bayım
Büyük yelkenler de
Büyük kağıtlar yakmak istiyor şimdi canım.
İşte az önce bir karabatak daldı suya
Bir süredir de kayıp
Dünyayı yutmuş olarak çıksa da ortaya
Ölüm çok iri bir sözcük değil bayım.
Kasımpatları kadar acı kokuyorum biliyorum.
Ama siz sobada sucuklu yumurta pişirip yiyen
Yoksul bir aşkın güzelliğini bilir misiniz?
Bir gül, bir güle derdi ki görse
Yalan söylüyorum
Güller bu sıra hiç konuşmuyor bayım.
Didem Madak’ın şiir dünyasına siz de dahil olmak isterseniz şairin Metis Yayınları’nca hazırlanan Ah’lar Ağacı isimli şiir kitabını okuyabilirsiniz.
7- Özdemir Asaf - Lavinia
Özdemir Asaf’ın esasen kapalı bir anlatımı vardır ve şiirlerinde bolca sözcük oyununa rastlanır. Buna rağmen şiirleri gerçekçi bir anlatımla yazılmıştır bu yüzden oldukça rahat anlaşılır. Bununla birlikte Türk Edebiyatına Lavinia isimli çok ünlü ve herkesçe bilinen en güzel aşk şiirlerinden birini miras olarak bırakmıştır. Daha sonra bestelenerek şarkı haline de getirilen Lavinia sevdayı en güzel anlatan şiirlerden biri olarak dillere pelesenk olmuştur.
Lavinia
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Şairin farklı şiirlerini de okumak isterseniz Özdemir Asaf‘ın aşk şiirlerinin derlendiği Lavinia isimli kitabı okuyabilirsiniz.
8- Pablo Neruda - Duyasın Diye Beni
Dünya çapında uluslararası bilinirliğe sahip şair Pablo Neuda evrensel anlamda aşkı en güzel betimleyen şairlerin başında gelir. Sosyalist bir düşünce yapısıyla yetişmiş şair Lenin Barış Ödülü ve Nobel Edebiyat Ödülü’nün de sahibi olmuştur. Duygusal ve romantik bir insan olduğu bilinen Neruda aşk şiirleriyle her dilden insana aşkın evrensel dilini en sade ve samimi haliyle sunar.
Duyasın Diye Beni
Duyasın diye beni
incelir
sözlerim arasıra
kumsallarda martıların izleri gibi.
Gerdanlık, esrik çıngırak
üzümler gibi tatlı ellerin için.
Ve uzakta görürüm sözlerimi, bakarım.
Benim değil senin onlar.
Tırmanırlar eski acıma sarmaşıklar gibi.
Tırmanırlar öyle nemli duvarlara.
Bu kanlı oyunun sensin sahibi.
İşte kaçışıyorlar karanlık inimden.
Sen hepsiyle dolusun, seninle dolu hepsi.
Senden önce sardılar yerleştiğin ıssızlığı
ve benim hüznüme alıştılar sana değil.
Desinler isterim şimdi sana demek istediğimi
duyasın diye onları beni duyduğun gibi.
Bir bunaltı rüzgarı sürüklüyor sözlerimi.
Düş kasırgaları deviriyor ikide bir.
Başka sesler duyuyorsun acılı sesimde.
Eski ağızlardan ağıt, eski işkencelerden kan.
Sev beni dost. Bırakma beni. İzle beni.
İzle beni dost, şu bunaltı dalgasında.
Ama aşkının rengine bürünüyor sözlerim.
Sen sarıyorsun işte, sen dolduruyorsun hepsini.
Bir sonsuz gerdanlık yapıyorum onlardan
üzümler gibi tatlı, beyaz ellerin için.
(Çeviren: Sait Maden)
Pablo Neruda aşk şiirleri hakkında daha fazla okuma yapmak ve şairin birbirinden güzel farklı aşk şiirlerini de okumak isterseniz seçme şiirlerin yer aldığı Islık Yayınları tarafından yayına hazırlanan Ve Aşktan Olacak Ölümüm isimli kitaba kütüphanenizde yer açabilirsiniz.
9- William Shakespeare - Sone 24
Günümüzden 400 yıl önce yaşamış olan Shakespeare daha çok tiyatro oyunlarıyla tanınan modern İngilizcenin oluşumuna katkı sağlamış olan bir oyun yazarı ve şairdir. O dönemde aşk şiirleri sone formatında yazılırdı. Shakespeare'in soneleri ise oldukça gizemliydi çünkü “dark lady” (karanlık hanım) adı verilen gizemli bir leydiye yazılmıştı. Aşkın en gizemli halini evrensel bir dille sunan William Shakespeare sevdanın evrenselliğinin kanıtı niteliğinde. Günümüzde ise hala sonelerin kime yazıldığı ile ilgili spekülasyonlar devam etmekte.
Gözlerim ressam oldu senin güzelliğine,
Kalbimin levhasına nakşetti görüntünü
Bedenim de çerçeve oldu senin resmine
Derinlikle güçlendi sanatın en üstünü.
Göreceksin, ressamın ustalığı nasılmış
Gerçek yüzünü çizmek, olur ancak bu kadar.
İşte resmin kalbimde baş köşeye asılmış
Sergimde pencereler göz nurunla ışıldar.
Gözler, başka gözlere ne iyilik etti, bak:
Benim gözlerim çizdi senin güzelliğini;
Seninkiler gönlüme pencereler açarak
Güneşi soktu – coşsun, gözlesin diye seni
Ama kurnaz gözlerin sanat yeteneği az:
Sırf gördüğünü çizer, yüreği tanıyamaz.
(Sone 24 – Çeviri: Talat Sait Halman)
William Shakespeare'in sonelerinden ve oyunlarından en güzel alıntıları okumak için Cevat Çapan tarafından derlenen Sözcükler Yayınları tarafından yayınlanan Sen Aydınlatırsın Geceyi kitabını başucu kitabınız yapabilirsiniz. Sadece sonelerini okumak isterseniz Dorlion Yayınevi tarafından yayınlanan Soneler ve Şiirler kitabına göz atabilirsiniz.
10- Edgar Allan Poe - Annabel Lee
Gotik hikayeleri ve şiirleriyle ünlü Amerikan yazar Edgar Allan Poe’nun üslubu özellikle gizem, karanlık ve sisle çevrili bir gece gibidir. Karamsarlığı gotik ve korku unsurlarıyla birleştiren yazar 1800’lü yılların kasvetli havasını bizlere de taşır. Anna Bell Lee şiiri ise dünya çapında aşkı en hüzünlü ve romantik anlatan şiirlerden biridir ve Edgar Allan Poe’nun romantizm anlayışının en güzel örneklerindendir.
Annabel Lee
Seneler,seneler evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekden başka beni.
O çocuk ben çocuk,memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırdı bizi.
Bir gün işte bu yüzden göze geldi,
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı ordadır şimdi,
O deniz ülkesinde.
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi,_
Evet!_bu yüzden (şahidimdir herkes
Ve o deniz ülkesi)
Bir gece bulutun rüzgarından
Üşüdü gitti Annabel Lee.
Sevdadan yana ,kim olursa olsun,
Yaşça başca ileri
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat gökdeki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee.
Ay gelip ışır hayalin eşirir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;
Orda gecelerim,uzanır beklerim
Sevgilim,sevgilim,hayatım,gelinim
O azgın sahildeki,
Yattığın yerde seni.
(Çeviren: Melih Cevdet Anday)
Amerikan Edebiyatına meraklıysanız, Edgar Allan Poe’nun diğer şiirlerini de okumak ve şairin sisli dünyasında gizemli bir yolculuk yapmak isterseniz seçme şiirlerinin derlendiği Varlık Yayınları tarafından yayınlanan Şiirler-Annabel Lee isimli kitabı okuyabilirsiniz.