Rıfat Ilgaz
Hababam güm güm güm!!!
Türk insanı bu sesi duyduğunda tebessüm eder, tanıdık bir sesi kucaklar, keyif alır, çünkü Rıfat Ilgaz asla kaybedilmeyecek bir miras bırakmıştır...
Öyle bir zekası, ince düşünce yapısı vardır ki Türkiye'deki en zorlu karanlık dönemlerde dahi mizahı bırakmamış vereceği dersleri, açacağı zihinleri özgün üslubu ile perçinlemiştir. Verdiği eserler mutlak suretle eksik kalan bir şeylerin yerini doldurmuş, toplumun sancılı yanlarına dokunmuş, iğneleyici bir dille anlatımını zenginleştirmiştir.
Bir arkadaşının yaşama vedasını anlatırken seçtiği sözcükler onu daha net özetlemektedir aslında;
Hani vaktinde gitmedin değil
kötüleşti dünyanın hali
yaşamak zor azizim
sağ olsaydın eğer
nasıl bulacaktın her gün
sütü, taze yumurtayı, pirzolayı...
Edebiyat eğitimi alması zaten tabiatında var olan zenginliğe derinlik katmış bulunduğu çevre sayesinde etkisi geniş bir alana yayılmıştır.
Dergiler, gazeteler onun satırları ile zenginleşmiş, kitlelere daha fazla ulaşabilmiştir. Gariptir ki, yaş ayırdı yoktur Rıfat Ilgaz severlerin, her yaşa her kitleye değer geçer geçerken de iz bırakır kuşkusuz.
Rıfat Ilgaz okumak zenginleştirir,
Hababam Sınıfı, Halime Kaptan, Üsküdar'da Sabah Oldu, Yıldız Karayel, Yaşadıkça ve daha nicelerine teşekkür bir borçtur..
Ve son olarak da her temmuza ayrı bir anlam yüklemeliyiz, Rıfat Ilgaz hayata veda etmiştir ama asla ölmeyecektir...
ZUHAL DENİZ