8 bin yıllık tarihi ve sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış olmasıyla dünyanın en büyük kültürel şehirlerinden biri olma statüsünü kazanan İstanbul’da gezilecek tarihi yerler saymakla bitmez. İki yakası başka kıtada bulunan ve şairlerden yazarlara herkese ilham olan bu şehir; doğası, insanları, manzaraları, kozmopolit kültürü ve yaşanmışlıkları ile her açıdan eşsizdir. Bu kendine has ve her daim hareketli havası, dışarıdan bakanları korkutur. Tam da bu sebepten, kütüphaneler ve kitapçılar İstanbul’da gezilecek yerler listesi içeren kitaplar ve rehberler ile doludur.
Tüm dünyadan bisiklet tutkunlarının bu kadim şehri bisikletle gezmelerini sağlayacak İstanbul Bisiklet Rehberi, İstanbul’da gezilecek tarihi yerleri ve şehrin en eşsiz manzaralarına yalnızca iki teker üzerinde nasıl ulaşabileceğinizi anlatır. Şehrin kıyıda köşede kalmış ancak Türk mutfağının en leziz yemeklerini sunan küçük lokantalarının, dönercilerin, balıkçıların ve daha fazlasının anlatıldığı İstanbul Eats de dünyanın en eski mutfaklarından birine yolculuğa çıkarır sizi. Ancak çoğu zaman, bir kitabı rehber almak İstanbul’u doyumsamaya yetmez. Köln Kütüphane’nin hazırladığı İstanbul’da gezilecek yerler listesi, avrupa yakasından anadolu yakasına kadar mutlaka görmeniz gereken yerleri içerir. Her bir tarihi mekan hakkında daha fazla bilgi, yazı içerisinde önerilen kitaplardan edinilebilir.
İstiklal Caddesi
İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden bir tanesi olan Beyoğlu’nda Tünel Meydanı ile Taksim Meydanını birbirine bağlayan İstiklal Caddesi, 19. Yüzyıldan günümüze kadar popülerliğini korumuş tarihi bir caddedir. İstanbul’da gezilecek yerler Avrupa Yakası’nda İstiklal caddesiyle başlar. İçerisinde tarihi pasajların, şehrin en eski sinemalarının, kiliselerin ve köklü eğitim kurumlarının yer aldığı bu cadde; hala şehrin kültür merkezlerinden bir tanesi olma özelliğini koruyor. Selim İleri’nin İstanbul’un Tramvayları isimli kitabında da İstanbul’un ve İstiklal Caddesi’nin ışıltılı günlerine daha yakın bir bakış atılabiliyor.
Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı
Tüm dünyanın en büyük çarşısı ve en eski kapalı çarşısı olma özelliği taşıyan Kapalıçarşı, o kadar yoğun ve popüler bir yer ki bir gün içinde toplamda neredeyse yarım milyon insanın girip çıktığı tahmin ediliyor. Dünyanın en çok ziyaret edilen turizm noktalarından birisi olan Kapalıçarşı, adı üstünde kapalı bir alan olması sebebiyle de kışın İstanbul’da gezilecek yerlere harika bir örnek teşkil ediyor. 15. Yüzyılda Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan yeni bedesten ve Bizans döneminde kalma iç bedesten toplamda 30 bin metrekarelik Kapalıçarşı’yı oluşturuyor.
Kapalıçarşı’dan sonra ise İstanbul’un en eski kapalı çarşılarından bir tanesi olan Mısır Çarşısı geliyor. 1660 yılında yapılan Mısır Çarşısı; baharattan doğal ilaçlara, kuruyemişten farklı gıda ürünlerine kadar çok çeşitli şeylerin satıldığı yüze yakın dükkandan oluşuyor. Siz de İstanbul’da gezilecek tarihi yerlerin başında gelen bu iki çarşı ile ilgili daha fazla bilgiye, İstanbul’s Bazaar Quarter isimli eserden ulaşabilir ve bu kitabı kendinize rehber edinebilirsiniz.
Ayasofya
1935 ve 2020 yılları arasında müze olarak ziyaret edilebilen, 2020 yılı itibariyle ise müze statüsünün iptal edildiği ve cami olarak kullanıma açılan Ayasofya; 532 ile 537 yılları arasında bir katedral olarak inşa edilmiş. UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilen Ayasofya, tarihi öneminin yanında mimari olarak da bir dönüm noktası niteliği taşıyor. İstanbul’da gezilecek tarihi yerler içerisinde çok önemli bir yere sahip olan Ayasofya, Fatih ilçesinin Sultanahmet semtinde yer alıyor. İstanbul’un Manevi Gezi Rehberi isimli kitapta da yer verilen Ayasofya, yılın her zamanı ziyaret edilebiliyor.
Gülhane Parkı
Tarihi yarımadada Fatih ilçesinin Eminönü semtinde bulunan Gülhane Parkı, yazın İstanbul’da gezilecek yerlerin başında geliyor. Topkapı Sarayı’na çok yakın bir konumda yer alan tarihi Gülhane Parkı, Osmanlı döneminde bu sarayın dış bahçesi olarak kullanılıyordu. Toplamda 163 dönümlük bir alandan oluşan bu ihtişamlı park, Nazım Hikmet’in Ceviz Ağacı isimli ünlü şiirine de ilham olmuş. Parkın köklü tarihi, Tanzimat Fermanı’nın ilk defa bu parkta okutulması ve latin alfabesine geçişte Atatürk’ün halka latin harflerini ilk defa burada göstermesi gibi önemli dönüm noktalarından oluşuyor.
Aya İrini Kilisesi
Şimdiye kadar hiç camiye çevrilmemiş olan en büyük Bizans kilisesi Aya İrini, Topkapı Sarayı’nın bahçesinde yer alıyor. 4. Yüzyılın başında I. Konstantin tarafından yaptırılan Aya İrini kilisesi, aynı zamanda Türkiye’deki ilk müze çalışmalarının da başladığı yer. Bu görkemli ve tarihi kilise, İstanbul Kültür Sanat Vakfı aracılığıyla da olmak üzere pek çok kültürel organizasyona ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Prens Adaları
İstanbul’da gezilecek yerler doğası ile de sonsuz seçenek sunuyor. Yalnızca Adalar adıyla da bilinen Prens Adaları, Marmara Denizi’nin kuzeydoğusunda yer alan bir adalar takımı. Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada ve Sedefadası olarak beş tanesinde yerleşim bulunan Adalar, aynı zamanda İstanbul’un ayrı bir ilçesi olarak görülüyor. İstanbul’da gezilecek yerler Anadolu Yakası’nda Adalar ile başlıyor. Bisiklet ile çok rahat bir şekilde gezilebilen bu tarihi adalar, şehrin en güzel manzaralarına da ev sahipliği yapıyor.
Dolmabahçe Sarayı
İstanbul boğazında Kabataş’tan Beşiktaş’a kadar uzanan Dolmabahçe Caddesi üzerinde, yaklaşık 250 bin metrekarelik bir alanda bulunan Dolmabahçe Sarayı, 1856 yılında inşaatı tamamlanmış tarihin en ihtişamlı saraylarından bir tanesi. 285 tane odaya ve 43 tane salona sahip olan bu görkemli saray, aynı zamanda dünyanın en büyük balo salonuna da sahip. Dolmabahçe Sarayı’na bağlı bulunan Hasbahçe ile Kabataş’ta bulunan Karabali bahçeleri, İstanbul’da gezilecek manzaralı yerlere de en iyi örnektir.
Kız Kulesi
“İstanbul’la özdeşleşen, efsanelere ve hikayelere konu olan en önemli sembol Kız Kulesi’dir” desek yanlış olmaz. Hem bulunduğu ilçe olan Üsküdar’ın hem de İstanbul’un simgesi haline gelen Kız Kulesi, milattan önce 24 yılına uzanan köklü bir tarihe sahip. Yalnızca küçücük bir ada üzerine inşa edilen Kız Kulesi’ne, Salacak ve Ortaköy’den kalkan sandallarla ulaşılabiliyor. 2000 yılından sonra restore edilen bu zarif kule, aynı zamanda bir restoran olarak da işletiliyor ve o zamandan beri de pek çok romantik evlilik teklifine şahitlik ediyor.
Beylerbeyi Sarayı
İstanbul’da gezilecek yerler Anadolu Yakası’nda Beylerbeyi Sarayı’nı da içeriyor. Üsküdar ilçesinde kendi adını da aldığı Beylerbeyi semtinde yer alan bu saray, 1861 ve 1865 yılları arasında Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmış. Üstelik yalnızca Beylerbeyi Sarayı değil, sarayın bulunduğu bütün bölge de tarihi özellikler taşıyor. Tüm yönleriyle tarihi eser niteliği taşıyan bu saray, pazartesi ve perşembe günleri hariç olmak üzere her gün ziyaret edilebiliyor.
Çemberlitaş ve Cağaloğlu Hamamları
Türk ve Osmanlı kültürünün yanı sıra İstanbul’un da ayrılmaz bir parçasıdır hamamlar. 1854 yılında Mimar Sinan tarafından inşa edilen Çemberlitaş Hamamı da, İstanbul’un en eski hamamlarından bir tanesi. Divan Yolu’nda yer alan bu tarihi hamam, kadın ve erkekler için birbirinden ayrı girişlere sahip. Çemberlitaş Hamamı ile birlikte İstanbul’un en büyük çifte hamamlarından birisini de Cağaloğlu Hamamı oluşturuyor. Yerebatan sarnıcının çok yakınında yer alan bu tarihi hamam, 1741 yılında I. Mahmut döneminde yaptırılmış. Hala hizmet vermekte olan bu iki hamam ve İstanbul’un diğer tarihi hamamları ile ilgili ayrıntılı bilgilere Aydınlık Kubbenin Altındaki Sıcaklık isimli İstanbul hamamları rehberinden ulaşılabiliyor.
Rumeli Hisarı
Sarıyer’de bulunan ve özellikle de ev sahipliği yaptığı konserlerle ünlü olan Rumeli Hisarı, belki de İstanbul’da gezilecek manzaralı yerler içerisinde en güzeli! İstanbul’un fethinden önce Anadolu Hisarı’nın tam karşısına inşa edilen Rumeli Hisarı, tamı tamına 30 dönümlük bir arazide yer alıyor. Yalnızca 90 günde tamamlanan bu hisar, dünyanın en büyük kale burçlarına da sahip. Bir sergi salonu bulunmayan Rumeli Hisarı’nda pek çok eser, hisarın bahçesinde sergileniyor.
Galata Kulesi
Beyoğlu ilçesindeki İstiklal Caddesi’nin biraz aşağısındaki Karaköy’de yer alan Galata Kulesi, ismini bulunduğu semtten alıyor. Galata Surları’nın bir parçası olarak gözetleme kulesi işlevi ile inşa edilen bu tarihi kule, İstanbul’un eşsiz silüetini oluşturan sembol yapılarından bir tanesi. Aynı zamanda, Kız Kulesi’nde olduğu gibi, Galata Kulesi de oldukça romantik bir anlama sahiptir İstanbullular için. Evlilik teklifleri ve ilan-ı aşklara şahit olan bu iki kulenin iki imkansız aşkı temsil ettiği de söylenir.