Dönüşüm / Franz Kafka

Bu kitabı duymayanınız yoktur. Dönüşüm her insanın hayatında mutlaka okuması gereken bir kitap. Artık popülerleşmiş bir söz ile başlar ‘Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.

Bu söz fantastik bir kitap başlangıcı hissi yaratıyor. Aksine kitap o kadar içimizden ki herhangi birimizin aile yaşantısından alınmış gibi. Bir gün onun yerine bizim de geçebileceğimiz ihtimali de gergin bir ortam yaratıyor.

Popüler bir deyiş vardır: Eğer sürüden ayrılırsan seni yerler. Maalesef toplumumuz bu sözün doğruluğunu kanıtlamak için ellerinden geleni ardına koymuyor. Eğer sen bir şey için farklı düşünüyorsan veya yapıyorsan büyük bir dışlanma ihtimali ile karşı karşıyasın demektir.

Gregorun bu ‘’böcek’’ oluş hali de bu durum aslında. Toplumdan yabancılaşma hali… Topluma aykırı gelen bir hareket yaptığımızda başta yılanın başını erkenden ezmek babında bir tepki verir.

Ancak bunu yaparken senin de her zaman onlara geri katılmak isteyeceğini düşünerek verirler ve sonrasında da bunu beklerler. Ancak Gregorun olayı bu sefer farklıdır. Bu böcek oluş hali eskisinden farklı olacağını artık özgür olduğunu işaret eder. Artık herkes gibi olmayacaktır. Farklıdır ve bu durumu koruyacaktır.

Tabii ki de bu daha da tepki çeker. Çünkü ne kadar aykırı hareket edersek edelim sonrasında pişman olup bir nevi topluma kamufle olmamız bekleniyordur. Ancak özgür Gregor eskiye dönmedikçe içlerinde daha tatlı olan kız kardeşi bile daha da hırçınlaşır. Bu durumu kabul edemez.

Bu kitap kısa olmasına rağmen bir oturuşta okunmuyor çünkü hem bu böcek oluş halinin soyutluğu hem de bu ‘’böceğin’’ içimizde yaşıyor oluşu hatta bir gün geldiğinde hepimizin onun durumuna geçebilme ihtimalimiz gerilim dolu bir ruh hali yaşatmasından kaynaklanıyor.

Bence bu kitabın satır aralarında değindiği bir şey daha var .O da kendimizi ne kadar geliştirirsek geliştirelim yeri geldiğinde bizim de o yazının başından beri yerdiğim toplum tarafına geçebiliyor oluşumuz.

Bana gore bu durum daha da ürkütücü.İlk duyduğumuzda beyniniz ‘’Hayır ne münasebet ben yapmam’’ karşı bir savunma yapıyor olabilir. Ancak detaylıca düşünmekte fayda var. Yoldan geçip giderken birinin görünüşünü/davranışını görüp hiç eleştirmiyor musunuz?

Ya da sosyal medya da birinin size gereksiz gelen bir şey paylaştığında veya ‘’toplumun doğrularına göre’’ hoş çıkmadığını düşündüğünüz bir fotoğraf paylaştığı zaman yadırgayıcı gözlerle bakmıyor musunuz?

Eğer cevabınız hayır ise gerçekten bütün içtenliğimle teşekkür ve tebrik ederim. Ben maalesef kendimi geliştirmeye çalışsam da aklımın otomatikman o düşüncelere gittiği zamanlar her ne kadar istemesem de oluyor.

Ancak hemen sonrasında kendimi uyarıyorum. Çünkü bireyler düzelirse toplum da düzelir. Bu kitabı önermem de bu sebeple kaynaklanıyor. Hatanı fark etmek onu çözmek kadar önemli. Bu konunun toplumumuz için çok önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Umarım bu kitabı okumaya karar verirsin.

Bir gün hepimizin özgür olması dileğiyle. Iyi okumalar.