“Zidane hiçbir şey düşünmeden Berlin göğüne bakıyordu, üstünde mavimtırak yansımalı, külrengi bulutlar gezinen ak bir gök, şu Flaman resimlerindeki uçsuz bucaksız ve değişken, rüzgarlı göklerden biri, 9 Temmuz 2006 gecesi Zidane Olimpiyat Stadı’nın üstündeki Berlin göğüne bakıyordu ve Dünya Kupası’nın final akşamında, orada, yalnızca orada, Berlin Olimpiyat Stadı’nda olmanın verdiği duyguyu yaşıyordu dokunaklı bir yoğunlukla.”
n
Fotoğraf Makinesi, Banyo, Mösyö kitaplarıyla tanıdığımız Jean-Philippe Toussaint’den yine müthiş zeki, kıvrak, minimal 1 + 1 anlatı.
n
Zidane’ın Melankolisi, kıpkısa öykünün zirveleri arasında yer alabilecek bir metin. Futbol meraklısı Toussaint, tüm dünyanın gerilim filmi izler gibi izlediği o meşhur anda, Berlin Olimpiyat Stadı’nda, tribünde otururken, bir anlığına Zidane’ın zihnine giriyor ve Zizou’yu bu olağanüstü sona hazırlayan sürecin izini sürüyor.
n
Hemen ardından gelen Futbol ise yazarın, futbolun bayağı, kaba saba ve bozulabilir içeriğini mevsimlere, melankoliye, zamana ve çocukluğa bağlı değişmez bir biçime dönüştürmeyi amaçladığı nefis bir deneme-anlatı.
n
Toussaint’in sözcüklerle oyunun büyüsünü yeniden canlandıran, hareketlerini bir “form” olarak kavrayan, renklerini okşayan, çekiciliğini öven metinleri, şimdiden futbol edebiyatının klasikleri arasına girmeyi başarıyor.
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n