“Savrulduk gittik göçmen kuşlar gibi yitik cennetimizden. Uçup gitmeyi kendimiz istememiş miydik? Herhangi bir yere tutunabilecek ayakları olmayan, ölene dek uçmak zorundaki masal kuşları gibi hissediyorduk kendimizi. Sonumuzu aramak için döndük geri...”
Aşk da tarih gibidir, hem derin, hem sancılı; çoğu zaman çatışmalar, çoğu zaman ihanetler, çoğu zaman yalanlarla dolu. Evet, aşk da tarih gibi bir muammadır. Hakikat sandığımız anda hayale dönüşen bir muamma. Mehmet Coral, tarihle harmanladığı öyküleriyle edebi bir gezintiye çıkarıyor bizi. Hele, “Karşıyaka’dan Denize Akar Zaman”, yazarın özyurduna yakılmış bir ağıt gibi sanki. Bu heyecanlı ve hüzünlü gezinin dışında kalmayın derim.
Ahmet Ümit
Türk edebiyatının büyük yazarları arasına adını altın harflerle yazdırmış olan Mehmet Coral, Yeniköy’ün Çınarları ile okurunu bir kez daha kendine hayran bırakıyor. Tarihe tanıklık eden belge niteliğindeki satırları, edebi ifade kudreti ve insan ruhunun en derin, en karanlık noktalarına ışık tutan analiz gücüyle, zihni sorularla dolu olan bireylere cevapların yolunu gösteren ayna oluyor.
Akdeniz’le, İstanbul’la ve evrensel hümanizmayla beslenen velud bir kaynak, üretmeye ve susuzluğu gidermeye devam ediyor.
Cihat Levent
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.