“İslâm’ın sadasını, hakikat davetiyesini yedi iklim dört köşeye kim ulaştırıyor? Bugün için ‘Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğüt ile davet et’ emrinin gereğini kimler yapıyor?”
Doğu’da Ahmet Yesevî’den başlayıp ipek yolunu kat ederek Avrupa’nın ortasındaki Blagay Tekkesine ulaştığınızda yine aynı dervişin ismini duyarsınız. İbn Arabî hayranı olan Cezayir’in milli kahramanı Abdülkâdir Cezâiri’nin de Kuzey Afrika’dan Bursa’ya gelerek Şazelî dergâhını kuran Ali Mağribî’nin de zikri birdir. Cem Sultan’ın önemini keşfederek toplattırdığı Saltukname’de 15. yüzyılda Balkanlarda dilden dile dolaşan destanlarda hep aynı yolun izine rastlarsınız. Hindistan’da temeli atılan Müceddidiyye’nin ta Frengistan’a uzanması dervişane kokunun yedi iklim dört köşeye nasıl sirayet ettiğini gösterir bize.
Verdiği eserlerle ilmek ilmek tasavvuf tarihinin yollarını işleyen Mustafa Kara, bizi önce BuharaBursa-Bosna, sonra Kaşgar-Konya-Kosova ve nihayet Kahire-Kırım-Kazan güzergâhında hikmetli bir yolculuğa çıkartıyor. Tasavvuf kültürünün bu coğrafyasında yaşayan insanların rengârenk hayat hikâyelerini, kültür ve medeniyetimize kattıkları değerleri anlatıyor. Bu fizikî coğrafyadan sonra ulu şahsiyetlerin coğrafyasına geçen Mustafa Kara, bugünkü dünyaya İslâm’ın sesini en çok ulaştıranlardan olan Muhyiddin İbn Arabî ve Mevlanâ Celâleddin Rumî’yi eserleriyle birlikte ele alıyor. Son bölümde ise tasavvuf geleneğinin kadın dervişlerini, Osmanlıdan bugüne bu toprakların Bâcıyân-ı Rumlarından haber veriyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.