“Biyolojik ölümsüzlük” olarak da bilinen yaşlanmadan yaş almanın bir yolu olsaydı...
Çoğu insanın ölümünün ve acısının altında yatan neden kanser ya da kalp hastalığı değil, yaşlanma. Bunama ve hastalıklara kapı açan biyolojik değişimler dizisi, bizi kırışık ve gri hale de getiriyor. Her bir hastalığı yenmek için harıl harıl çalışıyoruz ama şunu sormayı hiç düşünmüyoruz: Yaşlanmanın kendisi gerekli mi?
İngiltere’nin en büyük biyomedikal laboratuvarlarından birinde çalışan Andrew Steele, Yaşlanmaya Son’da okuru, vücudun kaçınılmaz düşüşünü engellemek ya da tersine çevirmek için DNA, mitokondri, kök hücreler, bağışıklık sistemlerimiz, hatta yaşam süresinde artışa yol açabilecek yaş genlerinin incelendiği laboratuvarlarda bir yolculuğa çıkarıyor. Steele, net bir üslup ve entelektüel tutkuyla, halihazırda gerçekleşen bir devrime ışık tutuyor ve gerçekliğe dayalı bir umut sunuyor.
“Biliminsanlarının, daha uzun, daha sağlıklı yaşamlar sürebilmemiz adına doktorların yaşlanmanın kendisini tedavi etmelerine yardımcı olmak için yürüttükleri çalışmalara büyüleyici bir bakış.”
—Dr. Sanjay Gupta
“Geleceğimiz için, mümkün olduğunca iyi yaşlanmamızdan daha önemli çok az konu olabilir. Yaşlanmaya Son, uzun ömürlülükle ilgili mevcut bilimsel araştırmaların olağanüstü başarılarını ve vaatlerini gözler önüne seriyor. Bu kitabı okuyun ve geleceğiniz hakkında farklı düşünmeye hazırlanın.”
—Andrew Scott, 100 Yıllık Yaşam kitabının eşyazarı
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.