Sinek Kâğıdı’na, Enflasyon’a, Maymunlar’a, Kara Büyü’ye, Anıtlar’a, Oidipus Kompleksi’ne, bütün bu tuhaf ve olağan şeylere bakan olağandışı bir göz: Robert Musil’in 1936’da, kendi deyişiyle “NİTELİKSİZ ADAM’a devam edebilmek için” bir araya getirdiği, ölmeden, bu şekliyle açılmasını istediği, sıradışı metinler, anlatılar, gözlemler, öykülerden oluşan YAŞARKEN AÇILAN MİRAS, başyapıtının tam bir çekirdeği olma özelliğini taşıyor.
“Gümbürtülerle ve gıcırtılarla sarsılan bir dünyada yalnızca kısa öyküler ve gözlemler yayımlamak; onca önemli konu varken ayrıntılardan söz etmek” belki de ancak, dünya roman tarihinin en önde gelen başyapıtlarından NİTELİKSİZ ADAM’ın yazarı Robert Musil’in prizmasından süzülmüşse bu çarpıcılığa erişebiliyor.
Kültür tarihinin dehlizlerinde usulca yürüyen, “görünmez yazar” Musil’den insan yaşamı üzerine aydınlatıcı, özgün, zihin açıcı, ince mizahlı, zamanı yırtan, ustalıklı metinler.
Yirminci yüzyılın ilk yarısında yaşamış Almanca yazan romancıların en önemlisi ve aynı zamanda çağının en az tanınmış yazarı.
London Times
Musil’in dil yeteneği –amaç, usul ve sonucun birleşimi– ustalıklı. Öylesine mükemmelliğe ulaşmış bir üslupçu ki ondan sonra Kafka olgunlaşmamış, Mann geveze, Brecht muzip, Rilke erken gelişmiş ve Walter Benjamin hermetik gibi görünebilir.
New York Times Book Review
(Tanıtım Bülteninden)