Denize bir taş atarsam suya düşeceğini bilirim.
Ama ya taşı,
Deniz, içine düşmesini istediği için attıysam.
Bir kitabı yazarken, okunacağını bilirim.
Ama ya,
Sen, okumak istediğin için yazdıysam.
Bu kitaptaki mesajlar senden yansıdı, söz oldu sayfalara dağıldı, şimdi
Sana, yani kaynağına geri dönüyor.
Bir gün hepimizin kendi kaynağımıza, yuvamıza döneceğimiz gibi.
İşte Sır bu.
EY OKUR
Bu kitap ne için yazıldı?
Hiçbir şeyin imkânsız olmadığını bir kez daha hatırlatmak için yazıldı.
Hiçbir şey için geç kalmadığınızı bildirmek için yazıldı.
Mutluluğun geçici bir duygu olmadığını, bir hayat şekli ve kişiliğinizin ayrılmaz bir parçası olduğunu anlatmak için yazıldı.
Hayallerinizden asla vazgeçmemeniz için yazıldı.
Etrafınızda size; dayan her şey çok güzel olacak diyen kimse kalmadığında, size dayanmanızı söylemek için yazıldı.
Umudunuzu yitirdiğinizde, size hâlâ umut var diyen bir fısıltı olması için yazıldı.
Kendinizi yalnız, yapayalnız hissettiğinizde, size yalnız olmadığınızı hatırlatacak bir yol arkadaşı olması için yazıldı.
Hayat sizi vurup devirdiğinde, omuzlarınızdan tutup ayağa kaldırmak ve yüzünüzde bir gülümsemeyle ilerlemeye devam edebilmeniz için yazıldı.
Bu kitap sizin için yazıldı.
(Tanıtım bülteninden)