Yalnız değiliz hiçbirimiz!
Başkalarının hayatında yalnızca tanıdık bir yüzken, şanslıysak kendi hayatımızın başrolü oluruz. Fakat bazen kendimizle öyle çetin bir hesaplaşmaya gireriz ki kendi hikâyemizde dahi gitgide silikleşiriz. Ama bu hikâyelerde umutsuzluğa yer yok! Hayatı ister görkemli bir sahnenin suratımıza vuran ışıkları altında yaşayalım, ister tıngır mıngır giden külüstür bir minibüsün mülayim yolcusu olalım... Her halükârda birbirimize görünmez sicimlerle bağlıyız, birbirimizin yaşamlarına değdiğimiz kısa anlar sayesinde anlam bulur, gökyüzü altında var olan her rengin eşsiz tonlarını görme fırsatına nail oluruz.
Kışı çıkaracak kadar umudumuz, korktuğumuzda elini tuttuğumuz çocukluğumuz, kötü hatıraları silip yerine güzellerini koymayı görev edinen sevdiklerimiz, bir başımıza kalmayacağımıza duyduğumuz inancımızla varız. Önü denize, sırtı yaman dağlara bakan, sıcacık insanların yaşadığı komşu köylere konuk olmaya hazır mısınız?
Şeyma Çekici’nin aniden çıkagelen komşunun getirdiği bir demlik çayın sıcaklığındaki öyküleri Ya Bir Gün Kavanoz Kapakları Biterse’de bir araya geldi.
Hayallerini fındık dallarında, rahatsız etmesin diye etiketi kesilmiş bebek tulumlarında, hiç tadına bakılmamış tüp çikolatalarda, sofraya sayıyla konmuş zeytin tanelerinde, hâl hatır soran bir tanıdığın samimi sohbetinde ve pek tabii gıcır gıcır kavanozlarda saklayanların hikâyesi.
“Bizim oralarda komşunun bir gün sesi çıkmazsa bir şey mi oldu diye kapısı çalınır, çocuklar uzun süre ağlasa yardıma ihtiyacın var mı diye sorulur, çocuklar gülüşse oynaşsa bizim de evimiz şenleniyor diye sevinilir.”
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.