Öğretmenliği kendim seçmiş değilim. Seçme şansım da yoktu. Yatılı bir
n
okula girmem önemliydi. Ben okula girdiğimde sekiz kardeşten biriydim.
n
Aile, yatılı olmadıkça tek çocuğu bile okutamazdı. Ama öğretmenliği çok
n
sevdim. Öğretmenlik benim uzun koşumun çıkış noktası oldu. Başa
n
dönsem yine bu mesleği seçerim. Benim için öğretmenlik sadece bir geçim
n
kaynağı değil. Düşünsel ve ruhsal dünyamı besleyen en önemli kaynak. O
n
olmasa örgütçü, yazar, aydın, iyi dost, iyi evlat, iyi kardeş, iyi baba
n
olamazdım. Sonuçta ona çok şey borçluyum.
n
n
Sendika anlayışımın temeli; eğitimcilikle sendikacılığı birbirine feda
n
etmeden yürütmek ve bunlar arasında akılcı bir sentez yapmaktır. Ben ve
n
arkadaşlarım bu konuda iyi anlaştık. Geçmiş örgütçülüğümüz zaman
n
zaman pedagojiyi ideolojiye feda etmişti. Bizim bu yönelimimiz başka iş
n
kollarına da olumlu etkiledi sanırım. Masayı yumruklama yerine aklı ve
n
bilgiyi öne çıkardık. Bir de çocukların ve ailelerin haklarının bizimkini
n
öncelediğini hep aklımızda tuttuk. Çünkü, biz onlar için vardık ve
n
çocukların eğitim hakkını, bunun için de öğretmenlerin saygınlığını
n
korumayı temel ilke edindik. Aslında sendikanın gücü buna dayanır. Bugün
n
25 milyon öğrenci, bunların en az 50 milyonu bulan aile büyüğüne
n
yaslanmak başarımızın en büyük şansıdır. Bugünkü genç sendikacıların da
n
başarı için bu anlayışın peşinden gitmesini tavsiye etmekten kendimi
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n