Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin beşinci kitabı, özgün adı Les Fréres Rico (Rico Kardeşler) olan ve *Hayalet Oğuz* lakaplı Oğuz Alplâçin tarafından Türkçeleştirilen Üç Kardeştiler.
Simenon’un 1952 yılında, Amerika’da, Lakeville, Connecticut’ta kaleme aldığı roman, *modern bir Habil / Kabil trajedisi*dir. Organize suç örgütü içindeki Eddie, Tony ve Gino adlı üç kardeşin, okuru diken üstünde tutan hikayesini anlatır.
Romanlarını kolay kolay beğenmeyen Simenon’un da; çevirilerine çok titizlenen Alplaçin’in de favorileri arasına giren roman beyazperdeye de aktarılmış, film Noir klasikleri arasına girmiş, Empire dergisinin *En iyi 500 sinema filmi* listesinde yer almıştır.
Simenon’un alabildiğine yalın yazma çabası Üç Kardeştiler’de iyice ortaya çıkar. Yazar, romanını övünerek *Bu romanda tek bir edebi cümle bile yoktur, biliyor musun? Bir çocuk tarafından yazılmış gibi...* sözleriyle tarif eder.
Romanın en ilginç yanlarından biri de nevi şahsına münhasır çevirmeninin, üç kardeşlerden Gino’yla olan benzerliğidir. İstanbul’un bohem yaşamına damgasını vuran, mülkiyeti reddeden bir yaşam ilkesi benimsemesiyle ünlenen bu *entelektüel solucan*ı en iyi tarif eden cümleler, Simenon’un şu satırlarıdır belki de: "Gino hiçbir zaman bir valizden fazla eşyaya sahip olmamıştı. On sekiz yaşında evini terkettiğinden beri gerçek bir evi de olmamıştı. Möbleli pansiyonlarda, bir ay şurada, iki hafta burada otururdu."
Üç Kardeştiler, romanları için *anti-edebiyat* yakıştırması yapan sıradışı bir yazarı, yaşantısıyla efsane haline gelmiş, sıradışı bir çevirmenle, *O Pera’daki Hayalet*le bir araya getiriyor.
*Simenon’un belki de en iyi öyküsü; İtalyan mafyası hakkında yazılmış, yazılabilecek en iyi roman.*
- Dorothy B. Hughes *Grand Master* ödüllü polisiye yazarı ve eleştirmen
(Tanıtım Bülteninden)