Yazarlar:
1940'lar: Oktay Akbal, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Erhan Bener, Arif Damar 1950'ler: Hıfzı Topuz, Peride Celal, Semavi Eyice, Nezihe Meriç, Orhan Koloğlu, Demir Özlü, Adnan Özyalçıner, Giovanni Scognamillo, Ahmet Necdet, Leylâ Erbil 1960'lar: Ece Ayhan, Tahsin Yücel, Uğur Kökden, Hilmi Yavuz, Ferit Edgü, Doğan Hızlan, Önay Sözer, Fikret Demirağ, Ataol Behramoğlu, Pınar Kür 1970'ler: İnci Aral, Erdal Öz, Süreyya Berfe, Ahmet İnam, Necati Tosuner, Hulki Aktunç, Selim İleri, Sina Akyol, Hüseyin Peker, Cemil Kavukçu 1980?ler: Tuğrul Tanyol, Feridun Andaç, Yıldırım B. Doğan, Buket Uzuner, Haydar Ergülen, Turgay Fişekçi, Ahmet Soysal, Adnan Özer, Mario Levi, Nalan Barbarosoğlu 1990'lar: İhsan Oktay Anar, Can Kozanoğlu, İbrahim Baştuğ, Özcan Karabulut, Cem Mumcu, Aslı Erdoğan, Hakan Senbir, Derya Erkenci, Levent Yılmaz, Elif Şafak 2000'ler: Şebnem İşigüzel, Ece Temelkuran, Angutyus, Feryal Tilmaç, Berrin Karakaş, Pınar Öğünç, İdil Önemli, Hakan Bıçakçı, Aziz Kedi, Çağlayan Çevik 2010'lar: Saro Dadyan, Çağla Özbek, Feyyaz Yiğit, Anıl Helvacı, Ebru Demetgül
"Sanırım ben kendi içimde kuvvetleri ayırmıyorum. Yasamaya da, yürütmeye de, yargıya da güvenmiyorum. Kendimi bildim bileli de güvenmedim. Devlet her zaman zorunluluklarım olmasa asla ilişkiye girmek istemeyeceğim bir şey oldu bu ülkede. Güya benim için olduğunu söyleyen ama beni her zaman kullanan, yaralayan, sindiren, ezen bir şey oldu devlet. Asla yetişkin-yetişkin bir ilişki kurmayan; her zaman sevimsiz bir ebeveyn tarzında çocuğa parmak sallar gibi davranan bir şeydi devlet. Benim için değil, bana karşı ve bana rağmen bir şeydi her zaman devlet.
Polis, güvenmekten çok korktuğum bir şeydi. Bildiğim hiçbir suçum olmamasına rağmen. Bana ödemesi gereken bir şey olduğunda, canı istediğinde ödeyen veya ödemeyen; benim ödemem gerekenleri cezasıyla alan bir şeydi devlet. Devlet bir insan olsa sever miydiniz? Ben sevemedim. Saygım ise hakeden birine gösterdiğim candan bir saygı olmaktan çok korkuyla ilintiliydi. Sindirilmiş, korkutulmuş, güvensiz birinden başka bir şey olma şansı tanımayan bencil, narsisist bir baba gibiydi hep. Ben bir birey veya vatandaş değildim. Hep olası bir sanıktım.
Hiçbirimizin kendi destanımızı yazmamıza izin yoktu. Yazılmış ve ezberletilmiş destanları tekrarlayabilirdik. Bir yetişkin olmamız, kahraman olmamız demek suçlanmak demekti. Yatak odamı bile gözetledi, aşklarıma bile müdahale etti. Sanatımı ezdi, bilimimi paraladı. Onunla konuşamaz, ona içimi açamaz, onunla dertleşemezdim. Mecburen sakladım. Bazen korkan bir çocuk gibi yalan söyledim.
İnançlarıma, inanmayışlarıma karıştı. Beni kendisi tarif etti. Dilime, dinime, ırkıma, tarihime müdahale etti. Önce terörize etti sonra terörist dedi. Camime, kiliseme, cemevime, dergahıma, Allah'ıma, Allahsızlığıma müdahale etti. Köyümün hatta çocuğumun ismine karıştı. Değiştirdi. Sürdü, kovdu. Bombaladı, gaz sıktı. Kolumu, bacağımı kopardı. Örtünsem 'aç' dedi, açarsam 'ört' dedi. Bana tahammül ettiğiniz için teşekkür ederim. "
-Cem Mumcu-
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 472
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Okuyan Us Yayınları