"Türk pozitif hukukunda inançlı işlemlerin hukuki sonuçlarını öngören ya da bunları yasaklayan herhangi bir düzenleme yoktur. Bu tür işlemlerin yapılması, TBK md. 26 hükmünde ifadesini bulan sözleşme özgürlüğü ilkesi nedeniyle, TBK md. 27 hükmünün çizdiği sınırlara riayet edilmesi şartıyla caizdir. Türk hukukunda çok sayıda Yargıtay kararına konu olan inançlı işlemler hakkında öğretide üzerinde uzlaşılmış olan bir tanım bulunmasa da tanımların ortak noktası; bu işlemlerin, inanç anlaşması ile inançlı devirden meydana gelmesidir. Bu tezde inançlı işlemler bakımından kabul edilen temel şablon da budur. Öğretide en fazla kabul gören ve 'amaç' ölçütüne göre yapılan sınıflandırma uyarınca, 'saf inançlı işlemler ve karma inançlı işlemler' ayrımını esas alan bu eser, özellikle saf inançlı işlemlerin tanımlanması, bu işlemlere uygulanacak hükümlerin tespit edilmesi ve bu uygulamanın nasıl olması gerektiği sorunlarına çözüm bulmayı amaçlamaktadır. Bununla birlikte bu çalışmada, saf inançlı işlemlerin uygulamadaki görünümleri ve Sermaye Piyasası Kanunu'nda "inançlı mülkiyet" esasına dayalı olduğu belirtilen kurumların saf inançlı işlem niteliğinde olup olmadığı sorunu da ele alınmaktadır."
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.