Cadde, boydan boya tam bir insan seliydi. Her iki taraftaki dükkânlara girip çıkanlar, oradan oraya geçenler, aralarda dikilerek mendil satan Suriyeli, Afganlı çocuklar; yer yer yaşam farklı bir yönüyle sürüyordu burada. Olağan bir günü yaşıyordu kent; öğlen saati nedeniyle caddedeki kalabalık dakika dakika artıyordu. Küçük banka memurları, bölüm şefleri, Müdürler, tezgâhtarlar; alışverişe çıkan, sarışın, esmer, güzel, çirkin bayanlar; henüz bizim seçemediğimiz kimler yoktu ki kalabalığın arasında: hırsızlar mesela, yalancılar, düzenbazlar vardı, jigololar, erkek orospuları vardı. Beyoğlunun ara sokaklarına sapan torbacılar acele adımlarla ilerliyorlardı. Esrar, eroin satıcıları, kadın pazarlayıcıları, tecavüzcüler; güce kulluk edenler, iktidarların gölgesi altına sığınan sözde sanatçılar, ellerinde teşbih, sakallarını sıvazlayarak oğlan avına çıkan vakıf çalışanları, din tacirleri, sırtını iktidara dayamış Cumhuriyet düşmanı ilahiyatçılar, tarikat şeyhleri, kendilerini kalabalığın karanlığında gizleyerek yürüyorlardı.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.