Toplumsal cinsiyet, birçok anlamda bireyin biyolojik cinsiyetini aşarak toplumsal anlamda inşa edilen kadın ve erkek olma hâllerine pratik kazandıran bir kavramdır. Bu bağlamda toplumsal cinsiyetin kadın ve erkekler açısından birçok ayrımcılığı toplumsal olarak inşa ettiğini söyleyebiliriz. Bu yönü ile birey topluma doğduğu andan itibaren cinsiyet kimliğini biçimlendirecek değerler hem sosyal hem de pratik olarak onu çevrelemeye başlar. Toplumsal cinsiyetin cinsiyetlendirdiği kadın ve erkek olma halleri toplumsal hayatın tüm alanlarına yansımakta ve toplumsal kurumlar bu kavramın biçimlendirdiği gözlerle bireyi algılamaktadır. Bu açıdan bakıldığında biz toplumsal cinsiyeti hayatın içerisinde çok farklı açılardan çok farklı alanlarda deneyimliyoruz. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet hayatın farklı alanlarında farklı biçimlerde ve elbette farklı kültürlerde farklı şekillerde yeniden ve yeniden inşa edilmektedir. Kitabın hacmi toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ortaya çıkardığı tüm ayrımcı pratikleri ortaya koymada yetersizdir. Ancak toplumsal cinsiyet ayrımcılığının bireyi ve özelde de kadını nasıl sarmaladığını, farklı pencerelerden okura sunma çabası söz konusudur. Çalışmaya katkı sunan değerli arkadaşlarım toplumsal cinsiyet ayrımcılığını farklı pencerelerden değerlendirerek, toplumda bu ayrımcılığın etkilerine farklı açılardan görünürlük kazandırmaya çalışmışlardır. Toplumsal yapılara sinen tüm ayrımcılıkların ortadan kalkması dileğiyle...
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.