Krotin, anıları ve düşüncelerinin akışından kör olmuş, çevresindeki çarptığı insanları umursamadan oradan uzaklaşmaya çalışıyordu. Beyninde hep aynı söz yankılanıyordu:
n
Lanetlendin Ey Ruh!
n
Artık ne ölü ne de canlı,
n
Hiçbir doğan bedende bulunamazsın,
n
Kalbi atan veya kalbi olup atmayan,
n
Hiçbir bedene giremez,
n
Bedensiz bir hayalet olarak dolaşamazsın.
n
Ölüler diyarından canlılarla iletişim kuramaz,
n
Sevdiklerine ulaşamazsın.
n
Lanetlendin Ey Ruh!
n
Artık bu dünyada beden edinemezsin!
n
İçi sevgi, umut, pişmanlık, kendine yönelik kızgınlık, sevinç ve şaşkınlıkla allak bullaktı. Soğukkanlılığının son kırıntılarını kullanarak kendine hâkim oluyor, şatodan tamamen uzaklaşmadan kendini bırakmak istemiyordu. Bir yer arıyordu; haykırabileceği, ağlayıp gülebileceği, kendisine işkence eden anılarla yüzleşip kaderine karar verebileceği bir yer arıyordu. Ve kafasında aynı sözcükler dönüp duruyordu:
n
Lanetlendin Ey Ruh!
n
Artık bu dünyada beden edinemezsin!
n
(Tanıtım Bülteninden)
n
n