“Metin Hoca, bir yandan futbol endustrisinin haşin, bayağı ve insaniyetsiz dunyasında var olmaya çalışırken, bir yandan da o sağır dunyaya başka turlu bir şeyin ihtimalini fısıldamaya çabalayışıyla, katı savunmayla iyimserliğe geçit vermeyen berbat bir sahada umuda ince ara paslar atmasıyla, bir gizli senaryo yazıyor aslında.”
Tanıl Bora
Dünyanın hemen her yerinde, dunyanın en kolay işi gibi gözuken bir meslek: Futbolculuk! Dunyanın hemen her yerinde, dunyanın en kolay işi gibi gözuken bir meslek: Teknik direktörluk!
Ümit Metin Yıldız, hem futbolcu hem teknik direktör olarak uzun yıllardır içinde bulunduğu futbol ortamını, turlu renkleriyle gözler önune seriyor: Kuçuk bir çocuğun buyuk heveslerinden yarıda kalan “yıldız” olma hayallerine, berbat antrenman koşullarından lanetli formalara ve şikeli maçlara, zor taraftara sahip şehirlerde teknik direktörluk yapmaktan tek bir penaltı vuruşuyla bir ust lige yukselme şansının kaçırılmasına, sadece sol ayaklı futbolculardan kurulu bir takım hayalinden Sergen Yalçın’la çalışmaya…
Dunyanın hemen yer yerinde, dunyanın en kolay işi gibi gözuken futbolculuğun, teknik direktörluğun arkasında yatan buyuk zorlukları, çelişkileri bambaşka bir gözle kaleme alan “Metin Hoca”, hayatı futbol uzerinden, futboluysa hayat uzerinden anlatıyor. Üstelik Soyunma Odası futbolun yakıcı yanlarıyla romantizmi, fanteziyle gerçeği zaman zaman öyle ustalıkla iç içe geçiriyor ki, edebi bir zevkle de okutuyor kendini.
Farklı bir futbol insanından, farklı bir kitap…
(Tanıtım Bülteninden)