“Çoğu kişi, şiirin ne olduğuna dair fikir birliğine varamazken şiirden nefret ettikleri hususunda hemfikirdir. Ben, keza, hoşlanmam ondan, yine de hayatımı büyük ölçüde onun etrafında kurdum ve bunda bir çelişki görmüyorum çünkü şiir ve şiir nefreti benim için -belki sizin için de- birbirinden ayrılamaz.”Şiir Nefreti, Amerikan edebiyatının son dönemdeki en parlak yazarlarından biri olan, Atocha’dan Ayrılış, 22:04 gibi romanlarıyla tüm dünyada büyük yankı uyandıran Ben Lerner’dan nefis bir deneme.Roman ve denemelerinin yanı sıra şiir de yazan Lerner, bu yaratıcı ve oyuncu metinde, şiir nefretini, şiir sanatının savunusu için başlangıç noktası olarak ele alıyor. Şiir nefretini Platon’dan başlatarak, Keats, Dickinson, McGonagall ve Whitman gibi türün en iyi ve en kötü örneklerini kaleme almış şairlerin metinlerini yakın okumayla ele alıyor. En harika ve en korkunç şiirlerin tümünün kalbinde yer alan görkemli kaybedişin altını çiziyor: Bir bireyin deneyimini, ebedi bir toplumsal varoluşa dahil etme dürtüsü.“Lerner kolay anlaşılır tarzı ve ele avuca sığmayan zekâsıyla parlak bir eleştirmen… Ama belki de asıl dikkat çekici olan, Şiir Nefreti’nin eğlenceli, nükteli, ateşli ve matrak yapısı… Kitabı okurken, ders veren bir profesöre kulak misafiri olmaktan çok dersten sonra bira içerken öğrencileriyle şakalaşan bir profesörü dinliyor gibi hissediyorsunuz.”ANTHONY DOMESTICO“Ben Lerner’ı okurken, gerçek anlamda kendine has bir yazarla karşılaştığımda hep olduğu gibi, omurgamda bir ürperti hissediyorum. O, kimsenin beğenilerini dikkate almadığı halde zevkle okunan cesur ve entelektüel bir sanatçı.”JEFFREY EUGENIDES
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.