Şeytanın her zaman edebi özlemleri olduğuna dair bir efsane var. Alman teosofist Jacob Böhme, Şeytan’dan Tanrı’nın kendisine düşmanlığının nedenini ve bunun sonucunda çöküşünü açıklaması istendiğinde, “Yazar olmak istedim,” yanıtını verdiğini aktarır. Şeytan kendi imzası üzerine bir şey yazmış olsun ya da olmasın, kesinlikle diğerlerinin en büyük eserlerini oluşturmasına yardım etmiştir. En büyük hayal gücünün Diabolus’ta bir cazibe sezdiği önemli bir gerçektir. Dante’nin İlahi Komedyası’nı, Calderón’un Muhteşem Büyücüsü’nü, Milton’ın Kayıp Cennet’ini, Goethe’nin Faust’unu, Byron’ın Kabil’ini, Vigny’nin Eloa’sını ve Lermontov’un Şeytan’ını ondan çıkarsaydık dünya edebiyatı nasıl olurdu? Üzgünüm, Şeytan’ın makul bir katkısı olmadan edebiyatın durumu kötü olurdu. Şeytan olmadan edebiyat olmazdı, çünkü onun müdahalesi olmadan olay örgüsü olmazdı ve olay örgüsü olmadan dünyanın hikâyesi ilgisini kaybederdi Şimdi bile, şeytana olan inancın modası geçtiğinde ve adının zikredilmesi, insanların hain olmalarına neden olmaktan uzak, yüzlerini gülümsettiğinde bile, Şeytan, edebiyat alanında güçlü bir şahsiyet olmaya devam etmiştir. Aslına bakarsanız, Beelzebub belki de en büyük ayrıntısını, ona Shakespeare’in Hamlet’in babasının hayaletine inandığı kadar az inanan yazarların elinden almıştır.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.