Yürüdüğüm bu yolda karşılaştığım tüm insanlarla “bir”im. Varacağım yerin de kendim olduğunun bilincindeyim. Zaman, benim içimde kayboluyorken, zamansızlık girdabında tüm bağlarımdan özgürleşiyorum.
Geride bıraktığım hayatımdaki her karşılaşma, her bekleyiş, her acı, her sevgi, her doğum ve her ölüm kendi içimden yansıyan suretimdir. Dönüşüyorum çünkü bu yol yalnızca bir insan hayatı demek değil; aynı zamanda geçmiş ve geleceğin yaşandığı sonsuz bir evrendir.
Ben sonsuzluk evrenimdeyken var olduğunu sandığım her şey kaybolup gitti. Tıpkı Ay boşluğa düştüğünde yıldızların toplanıp gitmesi gibi bir hiçlik haliydi. Uyanış gerçekleşince orada kalan tek şey “öz”dü ve zaman sadece andan ibaretti. “An”da buluşmak dileğiyle…
Bu hikâyede Ramay’ı, hayatı birebir yaşayarak öğrenen bir genç kız, ruhani güçlere sahip ama nasıl kullanacağını bilmeyen bir cadı, sadece kendilerine benzemiyor diye yavrusundan ayırdıkları bir anne, zamanı gelip de hayatının sorumluluğunu alarak içsel özgürlüğünün peşine düşmüş bir yolcu olarak tanıyacağız. Bu şekilde göreceğiz ki her birimizin içinde bir yerde, ya ortaya çıkmış ya da uyuyan bir Ramay varlığını sürdürüyor.
Eğer sen de kendinde Ramay’ın hikâyesindeki gibi güçlü ve modern bir cadı gördüysen kendine şu soruyu sormayı lütfen ihmal etme:
- “Bugün aynada gördüğüm ben, gerçekten kendi seçimimle yarattığım benliğim miyim?”
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.