Machiavelli, her türlü dalaverenin “büyük ilkeler”in ardına gizlenerek yapıldığı bir çağda yaşadı. “Prens” ile bu dalavereleri apaçık, bütün çıplaklığıyla gözler önüne sererken, herhalde ortaya koyduğu şeyin gelecekte kendi adıyla anılacağını hiç düşünmemiştir.
Makyavelizm tanımı aslında insanın, bu büyük düşünürün hayatın içindeki bir gerçeği bu kadar “arsızca” ortaya koyuşundan duyduğu dehşetin ifadesidir. İnsanlık yapılagelen entrikalardan çok onun bu şekilde ifade ediliş tarzından dehşete düşmüştür. Böyle olduğu için de bugün hâlâ onu sindirme uğraşı içindedir. “Söylenenlere bakılırsa İblis’in kendisidir hazret, şerrin cevheridir, dönekliği o icat etmiş, uğursuz eseri Prens yayınlanmadan önce dünyada ne riyakâr varmış, ne zorba, ne hain, ne sahte fazilet, ne alkışlanan cinayet.”
Oysa biliyoruz ki, Machiavelli’den önce de sonra da bunlar “siyaset sanatı”nın olmazsa olmazlarıdır. Machiavelli bu pragmatizmi ihbar etmiyor, tam tersine bizdekini anlatıyor bize. Tıpkı Marx ve başkaları gibi, muhatabını kendi gözlerinin içine bakmaya davet ediyor.
Cemil Meriç ve Orhan Gökdemir’in Prens üzerine denemeleriyle birlikte sunuyoruz.
Niccoló Machiavelli, 3 Mayıs 1469’da Floransa’da dünyaya geldi. Yirmi dokuz yaşında Floransa Cumhuriyeti Şansölyelik ikinci sekreteri olmuş ve bu ünvanla, on dört yıl boyunca Fransa ve Almanya’da İtalyan devletleri adına diplomatik görevler yürütmüştür.
1512’de yönetimi ele geçiren Medicilere komplo kurmakla suçlanarak hapse mahkûm edildi ve işkence gördü. X. Leon’un başa geçmesiyle özgürlüğünü kazanmışsa da artık gözden düşmüştür.
Fakat, Medicilerin devrilmesiyle birlikte, talihi de döner. Galip gelen taraf olan cumhuriyetçilerin kendisini şüpheyle karşılamaları üzerine görevinden alınır ve böylece kendisi için unutuluşun ve neredeyse sefaletin içine düştüğü kısacık dönem başlar.
22 Haziran 1527’de ölür.
Sayfa Sayısı: 144
Baskı Yılı: 2010
Dili: Türkçe
Yayınevi: Doruk Yayınları