Gelişen otomasyon teknolojilerinin işyerleri ve emek (piyasası) üzerindeki etkilerini nasıl değerlendirmek gerekir? Küresel emek talebini baskılayan şey teknoloji kaynaklı iş yıkımı mıdır? Üretimin tam otomasyonu (şayet mümkünse) bizleri kıtlık sonrası bir geleceğe ulaştırabilecek mi?Aaron Benanav bu sorulara yanıt ararken süreğen düşük emek talebine odaklanarak son elli yılda dünya ekonomisine ve işgücüne olanların kısa bir tarihini ortaya koymaya çalışıyor. Tarihsel ve kuramsal yolculuğunda otomasyon kuramcılarının da sıklıkla uğrağı olan bilim kurgu edebiyatını ziyaret ediyor ve mevcut gerçekliğimizin zenginlerin korunaklı, iklim denetimli topluluklarda yaşadığı, geri kalanımızın geleceği olmayan işlerde çalışarak, akıllı telefonlarda video oyunlar oynayarak zamanımızı çarçur ettiği, sokak satıcılarının ve çekçek çekicilerinin kafalarının üzerinde uçan mikro drone’ların olduğu sıcak bir gezegen olarak distopik bilim kurgulara benzediğini belirtiyor.Benanav, kıtlık sonrası dünyaya bizi götürecek olanın ne teknolojik ilerleme ne de teknokratik reformun olacağını, bunu ancak toplumsal yaşamın radikal bir yeniden yapılanmasını zorlayan toplumsal hareketlerin baskısının yapabileceğini belirtiyor ve tekno-belirlenimci popüler pek çok yayının düştüğü tuzağa düşmeyerek gerçek “özne”nin kim olduğunu bizlere hatırlatıyor.“Önemli… inandırıcı ve teşvik edici bir siyasi proje için ufuk açıcı bir bakış açısı.”– Görkem Giray, Marx & Philosophy Review of Books
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.