"Milletleri millet yapan tarihleri ve kültürleridir. Tarihsiz bir millet, kişiliğini kaybetmiş bireye benzer. Osmanlı tarihi, Türk tarihinin görkemli bir dönemidir."
-Halil İnalcık-
Osmanlı tarihi alanında dünyanın tartışmasız en büyük isimlerinden biri olan Halil İnalcık, 25 Temmuz 2016’da 100 yaşında vefat etti. Tıpkı hayattayken olduğu gibi vefatının ardından da çalışmaları ışık saçmaya, hocasından öğretmenine ufuk açmaya, yeni çalışmalar için cesaret ve ilham vermeye devam ediyor. İnalcık’ın bu gayretine bir katkı sunmak üzere; onun Osmanlı tarihinde topluma, ekonomiye, sultana ve siyasete dair yazdığı mühim araştırmaları, iki cilt hâlinde ve kutulu olarak sunmaktan mutluluk duyuyoruz.
Okuyucularımız ilk ciltte Osmanlı toplumunun aslî unsurlarından sipahileri ve köylüleri, İslâm arazi ve vergi sistemini, raiyyet rüsûmunu yeniden tanıyacak. 15. yüzyılda Rumeli topraklarındaki Hristiyan sipahileri ve menşelerini görecek. Fatih devrinden önceki tımar sistemini derinlemesine öğrenecek. Osmanlı’nın kuruluş ve inkişaf devrinden 15. yüzyıla kadar Türk topraklarındaki iktisadî vaziyeti görme imkânı bulacak. Yine bu yüzyılda, tarihimizin mühim şehirlerinden Bursa’nın sanayisine ve ticaretine dair vesikaları okuyacak. Hindistan ve İngiltere ile yaşanan pazar rekabeti, örfî-sultanî hukuk ile Fâtih’in kanûnları, Sened-i İttifak, Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu, Tanzimat’ın uygulanması ve sosyal tepkileri, batıdan kültür aktarımı gibi birbirinden kritik metinler, bu cildin diğer meseleleri.
İkinci cilt, uzun zamandır hararetle tartışılan Osmanlı tarihinde dönemler meselesiyle başlıyor. Hemen ardından İnalcık, “Âşıkpaşazâde tarihi nasıl okunmalı?” diye sorarak tarihyazımı konusunda yine büyük bir açığı kapatıyor. Sultan ve Siyaset başlığı altında Osman Gazi’nin İznik Kuşatması ve Bafeus Savaşı, Fatih Sultan Mehmed devri, Osmanlıların karar alma mekanizmaları, kazasker ruznamçe defterine göre kadılık kurumu, Osmanlı hukukunun İslâmlaşması, vergi toplama, Rum Ortodoks patriğinin statüsü gibi konular yer alıyor. Okuyucularımız bu cildin son bölümünde fethedilen Konstantinopolis şehrinin yeniden inşası, Galata’nın Osmanlı şehrine dönüşmesi ve Osmanlıların Karadeniz ve Boğazlar üzerindeki kontrolüne yönelik son derece doyurucu metinlerle karşılaşacaklar.
Bu iki ciltle beraber Halil İnalcık külliyatımızın ciddi bir genişleme göstereceğine, Türk tarihçiliğinin yanında dünya tarihi için de son derece önemli bir açığın kapanacağına inanıyoruz.
(Tanıtım Bülteninden)