‘Romantik Dönem Müziği’ olarak adlandırılan 19. yüzyıl müziği; toplumsal, siyasal, ekonomik ve düşünsel düzlemde büyük dönüşümlerin yaşandığı bir çağın sanata yansımasıdır. Sınıfsal katmanların altüst olduğu, bestecilerin önceki yüzyıllarda kendilerini her yönden sınırlandırmış iç ve dış etkenlerden sıyrıldığı, eserlerin çapının ve anlamsal içeriğinin genişlediği bir dönemdir ‘Müzikte Romantik Dönem’. Besteciler bu yüzyılda gittikçe artan bir özgürlüğe sahip olurken, müziğin patronajı aristokrasiden burjuvaziye geçmiştir. Hem üretilen eserlerin hem de bu eserlerin icra edildiği mekânların boyutları büyümüş, anıtsal senfoniler ve operalar bestelenirken, bunlarla koşut olarak devasa konser ve opera binaları yapılmış, karmaşıklaşan eserler eskisinden çok daha güçlü enstrümanların yapımını gerekli kılmıştır. İcrada ‘solist’, hatta ‘virtüoz solist’ kavramı ortaya çıkarken, bir zamanlar bestecilerin kendi eserlerini çalmalarından ibaret olan konser hayatı, besteci olmayan ‘yorumcu’ların doğuşuna da şahitlik etmiştir. Romantik Dönemde karşımıza çıkan bir başka önemli mefhum ise Rus, Leh, Macar, Çek, Fin gibi ‘ulusal ekoller’in ortaya çıkmasıdır. Klasik müzik yazarı Serhan Bali; Schubert’ten Chopin’e, Schumann’dan Gounod’ya, Verdi’den Sibelius’a uzanan 74 besteciyi mercek altına aldığı kitabında, okuru Romantik Dönem Müziğinin rengârenk ve sıradışı yaşamlarını yakından tanımaya davet ediyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.