Kooperatifler kuran, kooperatiflere üye olan bir devlet başkanıydı. “Muhakkak suretle birleşmede kuvvet var” diyordu her fırsatta.. Bir daha kimse, kendisinden sonra gelen hiçbir devlet adamı, kooperatifçiliğe onun kadar sahip çıkmadı, onun kadar destek olmadı.
Gösterdiği istikamet çoğu zaman görmezden gelindi. Tarımda devlet desteğinin yetersiz ve etkisiz kaldığı, maliyetlerin acımasızca yükseldiği, sabahın kör karanlığından gece yarılarına kadar çalışan çiftçiler yerine aracıların kazandığı bir ülkede, kooperatifçiliğin değeri hiç bilinmedi.
Bir avuç insan hariç!
Türk tarımının kurtuluşunda tek çarenin kooperatifçilik olduğuna inanan, birleşmeyi ve dayanışmayı inatla ve ısrarla savunup, bu işin gerçekten de olabileceğini cümle aleme ispatlamaya çalışan bir avuç kahraman onlar aslında..
Mustafa Kemal’in çiftçileri..
Tire Süt, Ata’sının yolunu takip eden işte o idealist insanların buluştuğu kooperatiflerden bir tanesi.. Belki de en başarılısı.. Bölgelerinde küçük üreticinin kalkanı, zırhı oluyorlar. Bir tür “beyaz devrim” Tire’de gerçekleştirdikleri.. Ve “Sütle yazılan” destansı bir öykü..
Örgütlü bir güç kurarak köylünün üretimini ve gelirini artırabilmenin mümkün olduğunu gösterdikleri için, en azından kocaman bir alkışı hak ediyorlar.
Biraz da kulak vermeyi.. Bakın ne diyor o kooperatifin başkanı Mahmut Eskiyörük:
“İki tane Türkiye’yi besleyebilecek bir Anadolu varken elimizde ve biz ithalat yapıyorsak, bir şeylerin yanlış gittiği görülmeli artık. Türk tarımındaki hastalıklara çare kooperatifleşmedir. Kurtuluşun reçetesi de İzmir’de, Tire’de.. Bizim hasta iyileşti, o yüzden reçete diyorum. Kırsal kalkınmanın destanı burada yazılıyor. İşte Tire Süt modeli! Alın uygulayın kardeşim! Neden başka reçeteler arıyorsunuz ki?”
Bu eserden elde edilen tüm telif geliri, Tireli süt üreticilerinin çocuklarının eğitim masraflarına katkı amacıyla Tire Süt Kooperatifi’ne bırakılacaktır.
(Tanıtım Bülteninden)