Her zamanki gibi çıkmıştım işten.
Trafik felç.
Onca yol yapılmasına rağmen araçlar gidecek yol bulamıyor.
Beklemek yerine yürümeyi tercih eden ben
araçların yanından yorgun argın seke seke gidiyorum
Birden feryadı bastı kadın: “Yardım edin. Yardım edin nefes alamıyor.”
Ağlıyordu.
Koluna girdiği kadın ellili yaşlarındaydı ve çırpınıyordu.
Merakla bakışan gözler olayı anlamaya çalışıyor
Kadın ağlıyor diğer kadın bir iyi olur gibi oluyor sonra tekrar nefes alamıyor.
Sonra bütün bunları anlayan kişinin nağrasıyla irkildim: “Her zaman aynı numara”
O an o adama öyle kızmıştım ki:
“Ne numarası nefes alamıyor.”
Toplanan insanlara doğru:
“Yalan söylüyor. Sizi kandırıp paranızı çalacak uyanın artık”
gibi laflar edince herkes dağıldı.
Ben de gittim.
Fakat yolda hep o kadının çırpınışı gözümde canlanıyor içim daralıyordu.
Yalancıktan olsa çok etkilenmiştim.
Daha sonraki zamanlarda iş çıkışı buna benzer olaya rastlamadım.
Başka yollar deneniyor olabilirdi.
Ta ki bir sene sonra bir iş çıkışı nerden başlayıp nerede bittiği belli olmayan
trafik nedeniyle yürüyerek eve gitmeye karar verdiğim güne kadar.
Aynı kadınlar yine aynı durumdalardı.
Bu sefer aynı kaldırımdaydık.
Yürüdüm.
Kadın bana seslenerek oğlum yardım et nefes alamıyorum dedi.
Bende gülümseyerek başka bir yolu yok mu dedim.
Anlık bir tebessüm ile başka tarafa yöneldi ve:
“İnsanlar senelerdir bu yolda felçken bundan daha kaymaklı yol olur mu?” dedi
Yola devam ettim.
Yine aynı hüzün vardı içimde
Kahrolmuştum.
O kadar yapılan yola rağmen.
Benim yolum yol değildi…
(Tanıtım Bülteninden)