Tarihler, 1167 senesini gösteriyordu ki Moğolistan'ın uçsuz bucaksız ovalarında, atlarını solukları kesilinceye kadar süren savaşçıların arasından sonraları taçlara ve tahtlara hâkim olacak bir Han dünyaya geldi. Henüz gençken ileride göğüs gereceği zorluklara alışacağı bir serüvende nice zorluklardan daha kudretli bir biçimde çıktı. Onun bu kudreti, tüm Moğol kabilelerini bir bayrak altında toplamasına yetmişti. Artık bir Han olarak bilinen Cengiz Han, gözünü yeryüzüne yayılacak bir devletin hayaline dikmişti.1277 yılında öldüğünde hayalini kurduğu sınırlar, Çin Denizi'nden Baltık Denizi'ne kadar tüm Avrasya'yı kaplıyordu. Artık tarih sayfaları ondan, Tanrı'nın Gazabı, Mükemmel Savaşçı, Büyük Lider olarak bahsedeceklerdi. Onun sözü bir yasa olarak Moğollar tarafından benimsenecek, onun hayalleri zihinlerinde yer edip tüm dünyaya diz çöktürmek için atlarını Batı'ya süreceklerdi. Tüm dünyanın ismini ezberlediği Cengiz Han'ın hikâyesi Amerikalı tarihçi ve yazar Harold Albert Lamb'ın eseriyle gözler önüne seriliyor...
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.