Kim dokunsa bana bir söz ile şimdi dökülürüm bu sayfalar gibi
Uyuduğum yere yabancıyım
Yüzünü arıyorum kapadığımda gözlerimi
Bulsam bin yıllık özlemi gidereceğim
Sayfaların arasında kayboluyorum şimdi
Asur’un yalnızlığına ortak oluyorum
İştar Kapısı’nda durup seni bekliyorum
Telakkisinin dışladığı kadınların acısını paylaşıyorum
Asma bahçelerine senden kalanları ekiyorum
Elamlılar’ın sus şehrinde kendimi unutuyorum
Akadlar’ın tanrılarına senin adını veriyorum
İlk sürgün burada oldu diyorlar
İlk sürgüne karışıp ben de payımı alıyorum
Hammurabi kanunları insanı üçe ayırıyor,
beni paramparça ediyor burada
Hangi sayfayı çevirsem sen oluyorsun
Mezopotamya saçlarımda
Ben seni saklıyorum burada
Buhtünnars’ın vicdana uzak olduğu kadar
uzaksın sen de bana…
(Tanıtım Bülteninden)