Gözlerinin altı mordan kırmızıya dönmeye başlamıştı. Vücudu çektiği acıyla iki büklüm olmuştu. Ellerini dizlerine dayayıp ağlıyordu. Ömründe ilk kez acı çekiyordu. İlk kez küçümseyip durduğu acının gücüyle baş başaydı. Canı çok yanıyordu. Sayıklamaya yakın bir yalvarışla
– Özür dilerim, affet, affet beni, diyor.
Aslında benimle değil kendiyle konuşuyordu. İçindeki bütün iyiliği, kötülüğü, günahkârları, masumları, tapınanları, şarap içenleri, secde edenleri; hepsini bu günaha ikna etmeye çalışıyordu. Çünkü bıçağı tek başına tutacak gücü yoktu. Hepsine ihtiyacı vardı, hepsini yardıma çağırıyordu.
Etrafıma bakıyorum. Rahatlıkla kaçıp kurtulabilirdim. Beni kovalamayacak kadar bitik haldeydi. Ama nereye gidecektim? Bu dünyada bana ait bir yer yoktu ki. Hiç olmadı. Olmayacak. Gitmeliyim buradan.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.