Zamanında, aktarın biri dükkânında bir papağan besler. Papağan, gül yağı şişeleriyle dolu dükkânın bir köşesinde, müşterileri söylediği sözlerle eğlendirir.
Bir gün, aktar papağanı dükkânda bırakıp evine gider. O sırada dükkâna, fare kovalayan azgın bir kedi girer. Papağan, kedinin dükkâna kendisi için girdiğini sanar. Büyük bir korkuyla yerinden fırlar ve rafa atlar. Ancak gül yağı şişelerini de şangır şungur devirir. Daha da korkuya kapılan papağan ikinci, oradan üçüncü rafa atlar. Bütün şişeler tuz buz olur. Dükkân gül yağı kokusuyla dolar.
Bir süre sonra aktar dükkâna gelir. İçeriye girer. Girer girmez de ağzı bir karış açık kalır. Her taraf darmadağın... Bütün şişeler kırılmış, gül yağları yerlere dökülmüş. Papağan bir köşede, korkudan tir tir titremekte. Aktar, durumu görünce çok kızar. Bunu papağandan başka kim yapar diye düşünür. Sonunda papağını yakalar, başlar dövmeye... Papağan dayağı yer. Ancak o günden sonra da pısırık, korkak bir hayvan olur. Üzüntüsünden dili tutulur, tüyleri dökülmeye başlar.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.