Hadis ilminde şerh, bir hadis kitabında yer alan rivayetlerin bilinmeyen kelimelerini açıklamak, kapalı olan manalarını açıklığa kavuşturmak, ayrıca hadisten çıkarılan hükümlere değinmek anlamına gelmektedir. Temeli Hz. Peygamber’e (a.s.) dayanan şerh, hadisin sened ve metninde adı geçen raviler hakkında bilgi verme, hadis metinlerinde geçen manası kapalı yerleri izah etme, garîb kelimelerin manasını verip i’râb durumları hakkında bilgi verme şeklinde tedvin döneminde de kendini göstermiştir. Hicri III. asırdan itibaren yazılmaya başlanan ilk hadis şerhleri ise genellikle dil ve hadisin muhtevasını şerh eden eserler niteliğindedir. Özellikle hadislerde geçen bilinmeyen kavramları açıklayan, hadis lügati sayılacak ğarîbu’l-hadis çalışmaları, hadis şerh faaliyetlerinin ilk meyveleridir. Elinizdeki bu eser İslam âleminde derin izler bırakan ve temel İslam bilimleri alanına kaynak olma güncelliğini koruyan İmam Malik’in Muvattâ, Buhârî (ö.256/870) ve Müslim’in (ö.261/875) el-Câmiu’s-Sahîh, Ebû Dâvûd (ö. 275/889) ve Tirmizî’nin (ö.279/892) Sünen adlı eserlerine yazılan şerhler hakkında bilgi vermektedir. Eserin kaleme alınması, hadis şerh literatürünün tarihsel serüveni, İslam alimleri üzerinde derin etki yaratan, İslam aleminde meşhur ve maruf olan şârihlerin hayatları ve hadis ilmine olan katkıları, bu şerhlerin kendinden önceki eserlerden etkilenip etkilenmedikleri, her şerhin telif amacı, ortamı, şekil özellikleri, kaynakları ve esere konu olan şerhlerin içeriğine dair derli toplu bilgi verme amacına matuftur.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.