Bu kahır yüklü seferde kaçımız Osman diyarına erişir, ne kadarımız sağ kalır kestirmek zordu. Gel gelelim asıl güçlük; yüzyıllardır eyleştiğimiz toprakları, sımsıcak taş evlerimizi, soluk aldığımız havayı bırakıp gitmekti. "Dayan Omarâ" dedim kendi kendime. "Çıkacağımız bu uzun seyirtiş hiç de kolay olmayacak. O rezil katiller, devletin silahlı bombalı askeri, merhametsiz ordu kaçakları, yol kesici onca eşkıya ve de zorlu karakış bizleri rahat komaz." Aylardan Kasım iken bilinmez yolları aşmak, fazla ufalanmadan Çeçenistan’ı, Dağıstan’ı, Kafkaslar’ı sonra da Osman elini araya sora bulmak kaderimizdi. Ben içimden yas tutuyor da hanımına "Ağlama geçer, inleme düzelir" diye fısıldıyordum, gözlerimi kaçırıp.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.