Aşk, bir suret arar kendine Sevmeyi bilir kadın, Aşk'ı güzel yaşar. Öyle bir hayal gücü vardır ki kadının, hayal ile hayatı karıştırır bazen. Hayalini gerçek sanır; ama yanılır. Şair ruhludur her kadın. Dinleyecek kulak bulamazsa yazıp çizmeye başlar. Şiirler yazar, hikayeler yazar, mektuplar yazar.
Her kadının bir Mehmed'i vardır hayatta. Karşısında bulmak isteyip bulamadığı, sarmak isteyip saramadığı, kavuşmak isteyip bir türlü kavuşamadığı bir Mehmed'i… Ve yazıp gönderemediği mektupları vardır her kadının.
Bir insana duyulan aşktan yola çıkarak Yaradan'a ulaşmak hiç zor değil. Mecazi aşklar, İlahi olana ulaştırır insanı. Aşk yolu, kendini bilmenin ve Rabbini bulmanın belki de en kestirme yoludur. Mevla'yı bulmuşken Leyla'ya ne gerek vardı diye sordum hep kendi kendime. Aşk, Mevla'yı bulma yolunda Leyla'dan geçen bir imtihan değil miydi? Mevla bulunduysa şayet, bu imtihan ortadan kalkmaz mıydı? Ben Mevla'mı bulmuştum zaten, şimdi bu hikayeyi tersten yaşamanın ve İlahi aşktan mecazi aşka geri dönmenin ne gereği vardı?
Ama Aşk, bir suret arardı kendine. Gönül toprağına can olan Aşk, bir suret bulmadan kendine, çıkmazdı su yüzüne, çıkamazdı… Bilmediğim ve öğrenmek üzere olduğum şey, buydu işte.
Ne vakit ki Aşk tecelli eder insanın kalbinde,
İşte o vakit açığa çıkar insandaki gizli hazine.
Ve ancak o zaman tanır insan Rabbini.
Ve o zaman bilir kendini…
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 127
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Kent Kitap