Ingeborg Bachmann’ın “Ölüm Türleri” başlığı altında yazmayı tasarladığı bir dizi romanın tamamlayabildiği ilk ve tek bölümü; mutlak aşkın ve birey olma savaşımının romanı MALINA, yaşadığımız çağa ilişkin ağrılı bir öngörü taşır. Savaşın ilan edilmeyen fakat insanların iç dünyasında yaşamını sürdüren varlığına dikkat çeken Bachmann büyük kıyımların temelinde de insanın insanı içten içe öldürdüğü günlük cinayetlerin yattığına işaret eder: “Savaş ve barış yoktur, sadece savaş vardır.”
n
“İnsanlık durumu”nu, bugün doğruluğunu kanıtlayan şu rafine sözlerle tanımlar Avusturyalı yazar: “Faşizm, atılan ilk bombalarla başlamaz, her gazetede üzerine bir şeyler yazılabilecek terörle de başlamaz. İnsanlar arasındaki ilişkilerde başlar. Faşizm, erkekle kadın arasındaki ilişkide başlar.”
n
MALINA: Duyarlığı dilin en uç sınırlarına dek genişleyen bir proto-feminist klasik
n
“Yaşayacak bir Niçin’i bulunan, hemen hemen tüm Nasıl’lara dayanabilir.”
n
Bu yüzyılda ülkemizin [Avusturya’nın] ürettiği en zeki ve en önemli kadın yazar.
n
Thomas Bernhard
n
n
MALINA’nın bu dünyada kadın olmanın beklenmedik psikolojik zorlukları hakkında yazılmış herhangi bir kitapla ve bütün kitaplarla ortak bir tabiatı olduğuna dair şüpheye yer yok. Açık seçik ve kuvvetli.
n
John Williams, The New York Times Book Review
n
n
Varoluşsal bir portre, umutsuz bir saplantının eseri, bir proto-feminist klasik, ve Avrupa yazınının ürettiği, kadın bilincinin en sivri yorumlarından biri.
n
The Nation
n
n
... Virginia Woolf’un ve Samuel Beckett’in en iyi eserlerine denk.
n
The New York Times Book Review
n
n
Öyle görünüyor ki MALINA’da Bachmann’ın sözcüklerle yapamayacağı hiçbir şey yok.
n
The New York Review of Books
n
n
MALINA, kimilerince çok bireysel diye nitelendirilmişti ilk çıktığında; aradan kısa bir süre geçtikten sonra bu yargının da, bireyselleşilmeden toplumsallaşılabileceğine ilişkin sapkın inancın ürünlerinden biri olduğu ortaya çıktı.
n
Ahmet Cemal
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n