"Kitapla doldurulan koliler, taşıdığımdan biliyorum, kültürün anlamına yakışacak ölçüde ağır çekerler."
Gönül bağları gevşemiş Vedat, bu sefer avukat arkadaşı Seyfo’nun “Ya bir baksana” ricası üzerine bir delikanlıyı ziyarete gidiyor. Gidiyor ama kapı duvar. Oğlan ortalıkta yok. Sonra…
Sonrasına hackerler, çözümü imkânsız formüller, derin devlet, para hırsı, inşaat sektörü, ıstırap, yalan, iyilik için yalan, kötülük için yalan, yalan için yalan, gencecik yaşlarında sönüp giden umutlar, beklenmedik armağanlar, insanlık, insanlık, insanlık, insanlık karışıyor ve iki kafadarımız bu sefer katilden önce maktulün peşine düşüyor ve belki de kariyerlerinin en hüzünlü vakasıyla karşı karşıya geliyor…
Şu kadar romanda şimdiye dek tek bir marka geçti mi? Yerleştirilmiş ürün gördünüz mü? Hayır, efendim. Kitap, yazar, film, tiyatro, vesaire, eyvallah. Başımızla birlikte, gururla anarız adlarını.
Maktulün Şansı, ilginç anlatım tekniği, alaycı üslubu ve sahiciliğiyle Türkçede polisiyeye ayrı bir zevk katan, her polisiyeseverin ilgiyle okuyacağı bir eser. – Seval Şahin
Maktul aslında “her biri ayrı ciğer yakan maktul çocukları” ifade ettiğinden, Sezgintüredi kitabını “Alt tarafı üç ağaç…” demeyerek yitirdiğimiz fidanlara da ithaf ediyor. – Elif Kutlu