Yanmadan demir,
Dövülmeden taş,
Kesilmeden ahşap,
Kırılmadan cam şekil almaz...
Her şey önce acı çekiyor,
Kor kor yanıyor,
Zamanla şekilleniyor,
Bir adı oluyor...
Şu an belki bir durum, bir dilek, bir ilişki, bir kişi, bir yokluk için;
Canınız yanıyor,
Ruhunuz dövülüyor,
Nefesiniz kesiliyor,
Yüreğiniz kırılıyor...
Sonra;
Her şey yerli yerine oturuyor,
Adını koyamadığın duygulara bir isim koyuyor,
Kendini dileklerini yaşarken buluyor,
Şekil verdikçe yaşamına acın kalmıyor.
Her zorluk, her darlık insana;
Dostunu, düşmanını, sevenini, sevmeyenini gösteriyor...
Zaman sadece geçerek öğretmiyor tüm bunları,
Zaman eziyorsa, üzüyorsa ilaç oluyor.
Bomboş bir yolda sadece adım sayarak yürümeyi pekiştirirsin,
Çiçekli bir yolda gülmeyi, mutlu olmayı öğrenirsin,
Dikenli bir yolda ise tecrübe edinirsin...
Ve,
Tecrübe dediğimiz her yaşanmışlık daima yoluna ışık tutuyor.
Tüm hikayeler mutlu son ile bitmeyebilir ancak her mutsuzluk öğretmen gibidir
(Tanıtım Bülteninden)