Funda Nur Akay, okurlarını yaşam alanları, değişim, sadeleşme ve bilinçli farkındalık konularında düşündürürken özgür alanlarla, bolca taze nefesle ve şimdiki zamanda olmanın mutluluğuyla buluşturuyor. Küçük, portatif bir evin misafirperverliği eşliğinde yepyeni bir hayat kuran ailenin öyküsünü Çisil’in deneyimleri üzerinden okuyacaksınız.
Tak tak! Evde misiniz? İşte kitabımız kapınızı çaldı, eli kolu dopdolu. Okumaya başladığınızda Çisil’in evine konuk olacaksınız, o da sizinkine elbette.
Buluşmanızın ilk dakikalarında, ailesi Çisil’e bir müjde verecek. Çisil bu habere pek sevinemese de yeni yaşamı onu çağıracak. Üstelik çok hafifleyecek, yepyeni diyarlarda kuş gibi özgür hissedecek.
Her şey minicik ama kocaman, nereye istenirse giden, sınır tanımayan sürpriz bir evle başlıyor… Hazır mısınız?
Tema: Kendimizi düzenleme biçimimiz, kim olduğumuz
Kavramlar ve Anahtar Sözcükler: Değişim, istek-ihtiyaç, kültürler, sadeleşme, KİŞİSEL GELİŞİM, karar verme, öz denetim, öz yönetim, aile, arkadaşlık, evimiz, oyun, hayal gücü, İLETİŞİM, doğa, çalışma hayatı, teknoloji, DUYGULAR, bilinçli farkındalık/mindfulness
Tutum ve Değerler: İstekli olma, tasarruf, sevgi, sorumluluk, yardımseverlik
Profil Öğeleri: Açık fikirli, dengeli
KİTAPTAN
“Ama burası küçücük, yataktan başka ne sığar ki buraya?” diye sordu Çisil.
“Haklısın” dedi babası, “Eşyalarımızı biraz azaltmamız gerekecek. Sonraki birkaç günü de buna ayıracağız.”
“Orada buradakinden az eşyaya ihtiyacımız olacak” diye ekledi annesi. “Aslında burada da sandığımızdan çok daha az şeye ihtiyacımız var. Kullanmadığımız oyuncaklar, giymediğimiz kıyafetler... Hepsini ayıklamamız ve yeni sahipleriyle buluşturmamız lazım.”
O gece ve sonraki iki gün Çisil, annesinin de yardımıyla artık oynamadığı oyuncaklarını ve küçülen kıyafetlerini ayırdı. Onları ihtiyaç sahiplerine ulaştıracaklardı. Sıra kitaplara gelmişti, şöyle bir yol izlemeye karar verdiler: Onları “artık okumadığı kitaplar” ve “yeniden okumak isteyeceği kitaplar” diye ayıracaklardı.
“Çünkü…” dedi annesi, “bir kitabı yeniden okuduğunda öncekinden farklı bir tat ve mesaj alabilirsin. Onu sekiz yaşında okumanla dokuz yaşında okuman sana farklı duygular hissettirebilir.”
Bunun üzerine Çisil, ileride tekrar okuyabileceğini düşündüğü kitapları bıraktı. Diğerlerini ise kütüphaneye bağışlamak üzere ayırdı.
Tüm bu eşya ayıklama işini tamamladıklarında ortaya inanılmaz bir görüntü çıkmıştı. Beş büyük bavul, altı büyük kutu ile gitmeye hazırdılar. Çisil bu kadar az eşyaya ihtiyaçları olmasına çok şaşırdı. Üstelik toplanma kısımları Çisil’e çok sıkıcı gelmemiş hatta eğlenmişti bile.
***
Çisil çok değişik duygular içindeydi. Öğretmeninin anlattığı duygu bulutlarını hatırladı. Ne demişti öğretmeni: “Duygu ve düşünceleri durdurmak değil, onlara bakmak ve incelemek gerekir. Tek tek ve sabırla.” Durdu, nefes aldı, duygu ve düşünceleri geldikçe onları inceledi. Heyecan-korku-sevinç-üzüntü-şaşkınlık-merak-özlem… Neredeyse bildiği tüm duyguları hissediyordu o an. “Hepsi aynı anda ya da tek tek gelebilir” demişti öğretmeni. Düşünceler de öyleydi ki o an Çisil’in de aklından bir sürü düşünce geçiyordu:
“Arkadaşlarımı, Maria teyzemi, büyükannemleri şimdiden çok özledim. Odam çok şirin ama eski odam çok daha büyüktü. Acaba duvarları ne renk yapsam, minik kulübemde neler oynarım?”
(Tanıtım Bülteninden)