Toplumsal düzlemin kaotik ve paradoksal bazı boyutları vardır. Elbette bu boyutlar hiçbir bilimsel çalışmada göz ardı edilemez. Bir kavramın ontolojik çerçevesinin, içinden çıkmış olduğu toplum ile ait olduğu zaman ve mekânla da örtüşmeyen tarafları yanında bazı istisnaları da olabilir. Bazen kavram'ın kendisinin bazen de içine düşülen yanlış anakronik yaklaşımın toplumsal gerçeklikle örtüşmediği görülebilir. Bu örtüşmez yapının izlerine yapılan bu çalışmada da rastlamak mümkündür. Hatta öteki gibi felsefe, sosyoloji, edebiyat gibi temel bilimlerin ilgi alanına giren çok boyutlu bir kavramın karmaşıklığı bu çalışma boyunca devam etmiştir. Bunda etkili olan sebeplerden biri de toplumsal kutuplaşma noktalarıyla toplumun yüzleşmek istememesidir. Haliyle bu çalışmaya öteki ile ilgili birçok kanaatin son derece keskin olduğu şeklinde bir eleştiri yapılabilir. Düşman ile ben/biz arasında yabancı'msı bir pozisyon almaya çalışan öteki, belki de bu yüzden keskinliği kabul etmeyen bir yapıya bürünür. Dolayısıyla öteki aslında hiç de istemediği toplumsal kutuplaşma ile karşı karşıya kalır. Bütün bu zorlukların yanında Dîvân şiirinin metaforik aşkı etrafında şekillenen örtük yapısı, bu çalışmanın daha da içinden çıkılmaz bir hâl almasına sebep olur. Bütün bunlar dikkate alındığında öteki, ben'in yanı başında dururken esasında ontolojik, hukuki, siyasal, toplumsal, tasavvufi ve edebi açılardan sürdürülebilecek büyük bir tartışmanın da merkezinde durur.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.