Hüzünlüdür ney, hüznü sever. Bu yüzdendir belki, hep hüzünlü insanlar ney üfler.
Ayrılıklardan şikayet edenler, "hiç"liğe kucak açanlar, mukaddes bir azâb’ı olanlar sever en çok "ney"i.
Bilinmezin ve erişilmezin özlemiyle gönülleri tutuşan ezeli yenikler için bir sırdaş, bir yoldaş, bir dert ortağıdır adeta ney.
Ruhu ipek bir kumaş gibi örseleniveren fânilerin dermanıdır.
Dünyayı tahammül edilemez bir gurbet bilenlerin tek kurtuluş noktasıdır.
Alemin özü olan insan, kendi varlığına benzetir neyi. Bu yüzdendir ki hep ağlatır insanı, ney sesi. Aslında aşk yolunun yolcusu için hepsi birer duraktır. Hem neyi, hem de neyzeni…
“Aşk kime benzer” dedi.
“Aşk bir neyzene benzer” dedim.
“Aşk bir neyzene benzerse biz neyiz?” dedi.
“Evet” dedim “Çok doğru!"
“Aşk bir neyzene benzerse, biz 'ney'iz!”
-Mevlana Celaleddin Rumi
Şebnem Pişkin’in Kırık Ney romanını; Neyzen Tevfik’in ‘Hiç’liğinde, üstadlarımın nefeslerinde neyzenlik yolunu katetmeye çalışan biri olarak, bir solukda, zevkle ve heyecanla okudum. Kendisine daha nice yazılarında, ‘ney-neyzenlik’ meşki ve aşkı yolunda başarılar diliyorum, Allah aşkını artırsın…
- Neyzen, Doç. Dr. Süleyman Eeguner
(Tanıtım Bülteninden)