HACİVAT: (Davul çalarak girer.) Efendiiim, hoş geldiniiiz, sefalar getirdiniz. Nasılsınız? Bizleri soracak olursanız, eh işte! Tangır tungur, tarhana bulgur... Yuvarlanıp gidiyoruz. İzninizle bir oyun çıkartacağız size. Çağırayım Karagöz’ü oyuna başlayalııım. (Davul çalar.) Oyunumuz, aman üstünüzden ırak dursun, cahillik üstüne, bilgisayar üstüne. (Davul çalar.) Karagöz’üm, iki gözüm huuu!.. Gelmiyor. Dalgındır biraz. Biraz da aksi. Hazır davul boynumdayken bir maniyle çağırayım, davulun sesine dayanamaz gelir:
Çayıra saldım koyunu
Bolca içirdim suyunu
Karagöz’üm çık gel artık
Başlatalım şu oyunu
(Bağırır.) Nasıl mani ama?..
KARAGÖZ: (Davulla girer.) Geldim.
HACİVAT: Hah, geldi!
KARAGÖZ: Ne patırdayıp duruyorsun Hacivat?
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.