Mânâ yolculuğundaki ciddiyeti görüp de Hacı Bayram-ı Velî’nin; “âkıbet nûr olursun, seni kabrinde bulamazlar!” dediği Akşemseddîn, 2. Murâd'ın Hazret-i Pîr'den dervîşlik talep ederken takındığı tavrı bir pîr sünneti olarak ileride Fâtih Sultan Mehmed Han kendisinden dervîşlik talep ederken aynen gösterecek ve ona: “Senin mâlik olman, sâlik olmandan evlâdır. Sultânların seyr ü sülûku, adâlet, meşveret ve istişâre iledir.” diye, akıl yolunu tavsiye ederek İstanbul'dan Göynük'e gelip sessiz sedâsız izini kaybettirecektir.
Gerçek şu ki, ne Hacı Bayram-ı Velî, ne de Akşemseddîn madde âleminin sultânlarını dervîşlerinin halakasına dâhil etmemişlerdir. Zira turuk-ı aliyye aşk ile marifeti esas alır. Hâlbuki devleti yönetenler el'ân ve her ân duygularıyla değil akıllarıyla hareket etmelidir. İmdi şu anlaşılmıştır ki ricâl-i devletin mânâya sülûku adâlet, meşveret ve ulu'l-emre riâyet iledir.
Elinizdeki “İstanbul’un Mânevî Fâtihi Akşemseddîn” adlı eserde İslâm’ın ve İstanbul’un mânâsı olan büyük insanın ana kaynaklardan hareketle yazılmış olan hayatını okuyacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.