‘‘Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.'' -Rumi-
Devletlerarası diplomasinin arttığı 18. asrın ilk çeyreğinde, takvimler 1713'ü gösterdiğinde reisülküttaplığa getirilen Balatlı Kâtip Kutay Efendi, sadece üç gün süren görevinden sebep gösterilmeksizin azledilir. Ve ardından sürgüne gönderilip zindanbend edilir. Beş yıllık esareti bittiğinde kafasındaki sualler aynı kalırken, Devlet-i Aliyye'de çok şey değişmiştir: Savaşlar olmuş ve neticesi aleyhimize olan antlaşmalar imzalanmıştır, ‘Memalik-i Osmaniye' küçülmeye başlamıştır. Etrafına ve kendisine yabancı kalan genç adam, bulunduğu yeri terk etmek, uzaklaşmak arzusundadır. Kimi kimsesi olmamasından mütevellit bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Yolun henüz başında zümrüt asalı bir adamla; Asalı Seyyah ile kesişir yolları. Bu adam, Hızır ile İlyas'ın menkıbesi olarak bilinen bir halk hikâyesi anlatır ona. Konuşmaları bittiğinde ise Kutay Efendi'ye sahibini bulması için emanet bir kutu bırakır Asalı Seyyah: Bir kervandan düşmüştür. Gül motifli sedef kakma bu kutunun içinde yakut kolye ve ‘Sözlerin ilmine ulaş' yazılı bir kâğıt vardır. Musa ve Hızır'dan hikmet ve işaretle; yoldaki gizemleri okumaya koyulan Kutay Efendi'yi, tahmin bile edemeyeceği bambaşka sürprizler beklemektedir. Lale Devri'nin gölgesinde; Hıdırellez'in tasavvuf, felsefe ve aşk kavramları ile birlikte irdelendiği, metaforlarla örülü mistik bir yolculuk… Bir arayış ve dönüşüm hikâyesi…
Aşka, sevgiye, acıya, ayrılığa, hayata, ölüme dair farklı yanıtlar arayan; düşündüren ve sorgulatan bir roman…
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.