Vaha gibiydi yanak ama kurumuştu bir kere dudak
Daha düşleyecek çok şey vardı gözlerinde
lakin gerçekler ezeli durak
Arzular içinde şair, belki de aruzda kalmış kahır
bu yüzden hep kelimeler uğrak
Tek gerçekte buldum seni, yek kaldı gönülde seviyorum sözcüğü bu yüzden dil olmalı kurak
Değişti iki harf, değişmeyen ise her hikayede bulunur bir eşraf
Bir tarafa daha yakınsındır; ya cennet ya da cehennem,
kalınmaz hiç Araf
Kalem tutmak yürek işi zira aşka ürkek kişi sessizlikten taraf
Güruh da olsa meşrep, saçlarından ruh bulmuş mürekkep
etmez mi bertaraf?
Geçip giden yaşlar değilmiş, gururumu ezip geçen yaşlarmış senden bana andaç
Üstünü çizemezdim kelamların çünkü altlarında bırakılmıştır devrik duygulardan bir sarkaç
Zaman bile kavuşuyorsa aydınlığa ya da karanlığa
vuslatın arasıdır akrep ile yelkovan
Yağmur oldu dokunuşun, gülümsemenin adı oldu güneş
Bulutların arkasındaki yel oldun artık ömürlük aşkları kovan…
(Tanıtım Bülteninden)