Düşünme kabiliyeti, insanı diğer canlılardan ayıran ve ifade özgürlüğünün temelini oluşturan en önemli özelliktir. Farklı ve yaratıcı fikirlerin özgürce dile getirilmesi, toplumların ilerlemesine ivme kazandırır. Ancak tarih boyunca, düşüncelerini özgürce ifade eden kişiler, maddi ve manevi baskılara maruz kalmış, hatta ölümle sonuçlanan işkence ve eziyetlere uğramıştır. Günümüzde ifade özgürlüğüne yönelik baskı ve müdahalelerin tamamen ortadan kalktığını söylemek mümkün değildir. Hatta ülkemiz özelinde bu baskı ve müdahalelerin yoğunluğunun dönemsel olarak arttığını söyleyebiliriz.
İfade özgürlüğü yalnızca bir hak olmanın ötesinde, çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirliliği teşvik eden bir sorumluluktur. İfade özgürlüğüne yönelik baskı ve kısıtlamalara rağmen bu özgürlüğün tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için hukukun üstünlüğü ve demokratik değerlerin benimsenmesi zorunlu bir ihtiyaçtır. İfade özgürlüğüne yönelik her kısıtlama, demokrasiyi zayıflatır ve toplumsal gerginliği artırır
İki değerli hukukçu tarafından kaleme alınan bu kitap, ifade özgürlüğünün korunması ve bu alanda yaşanan sorunların üstesinden gelinmesi için yasama ve yürütme alanında atılması gereken adımları detaylı bir şekilde ele alır. Hukukçular, akademisyenler ve ifade özgürlüğünün önemini kavrayan herkes için değerli bir kaynak niteliğinde olan eser, özgür düşüncenin demokrasi ve toplumsal ilerleme için elzem olduğunu vurgular. Amacı, okuyucuları ifade özgürlüğünün korunmasının önemi hakkında bilgilendirmek ve bu temel hakkın savunulması için gerekli bilinci oluşturmaktır.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.