“BEN HAKK’IN ZAMANINA, ZAMANIN DA ADALETİNE GÜVENİRİM.”
26.000 yıllık dördüncü döngünün sonuna yaklaşırken, dünyayı yönetenler de amaçlarına ulaşmak için eylemlerini sertleştirmişti. Çünkü onların gözünde insanlar koyun sürüsü gibiydi. Üst bir aklın yönetimi olmadan, robotlaştırılmadan, yönlendirilmeden bırakılırlarsa kendi iradeleriyle yaşamı yok ediyorlardı.
Tarsus kazısı, dönüşü olmayan bir fitili ateşlemişti. Faik ve asistanı Nefes büyük bir gizlilikle Tarsus’a getirilmişti. Nefes, bir süredir yaşadığı değişim fırtınasının Tarsus’a gelişiyle hızlanacağından habersiz mutlak kaderine doğru çekiliyordu. Genlerinde uyanışa geçen dünya dışı etki, hafızasındaki anıları canlandırıyordu. Artık karar anıydı.
“Bu seferki döngü kıyam için, tüm döngülerin sonu. İnsanlık ya yoluna devam edecek ya da başarısız bir deney olarak rafa kaldırılacak. Yaratıcılar bunun için dünyaya geri geliyor.” Peki, ya hiç gitmemişlerse?
“HEM ALLAH, GÖKLER İLE YERİ VE İKİSİ ARASINDAKİLERİ ANCAK HAK VE HİKMETE UYGUN OLARAK VE BELİRLİ BİR SÜRE İÇİN YARATMIŞTIR.”
Rûm Suresi 8. Ayet
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.