Hz. Zeynep Şam'da Yezid'e şöyle seslenmiştir:
"Ey Yezid! Sen ancak sizin o sulanmış kuş beyinlerinizin işleyebileceği bir şey işledin. Ama unutma ki, bu cinayeti işleyerek (İmam Hüseyin'i şehit ederek) kendi derinizi delmiş ve kendi etinizi parça parça etmiş oldun. Gerçekten de çok kısa bir zaman sonra bu büyük günahla birlikte, varisinin kanları henüz ellerinden silinmemiş olarak kendini Allah'ın Elçisi'nin huzurunda bulacaksın.
Onların şereflerine ve yüce kişiliklerine karşı işlemiş olduğun suçlar da yanında cabası. Bütün peygamber sülalesinin bir araya toplanacağı ve onların düşmanlarına hüküm biçileceği zamandır o zaman.
Ey Yezid! Bu vahşi azgınlığının üstüne, bu katliam üstüne eğlence yapma. Canlarını hak uğruna feda edenlerin, Allah'ın yüceliği ve şanı yolunda kendilerini kurban edenlerin öldüğünü sanmayasın sakın. Hayır, onlar diridirler, Allah katında rızıklanmaktadırlar. Onlar, yüce yaratıcıları tarafından kendilerine bahşedilen şahadetin kutsallığıyla kendilerinden geçmişlerdir.
Senin defterini dürmek için sadece Allah yeterlidir; davacın ise Allah'ın Elçisi olacaktır ve sana karşı bizim yardımcımız ise Cebrail'dir.
Seni devletin başına getirenler ve Müslümanların sırtına zulüm saltanatını yükleyenler çok geçmeden başlarına neler geldiğini göreceklerdir. Zulmün meyvesi nefretten başka bir şey değildir, her taşkınlığın ardında illa ki bir acı vardır. Kimin azıttığını ve kimin de sapıttığını içinizden hanginiz fark edebilirsiniz ki?
Ey Yezid! Bilesin ki aklın zayıf, görüşlerin ise boş ve tutarsızdır. Çok geçmeden etrafındakiler dağılacak, içi boş gücün bitecek ve ömrün sona erecektir. İşte o zaman Allah'ın meleği şöyle haykıracaktır: "Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun." Allah'a hamd ediyorum ki, işimizin evvelini şahadet ve bağışlanma karar kıldı ve sonunu ise şahadet ve bağışlanma ile tamamladı. O'nun huzurundan şehitlerimize sonsuz mükâfat ve ödül temenni ediyorum. Ümit ediyorum ki, bizleri onlara gurur verici ve layık temsilciler karar kılsın. Çünkü O, şefkatli ve bağışlayandır. Allah bize yeter.‘'
HZ. Zeynep'in Hutbesinden
(Tanıtım Bülteninden)