Ailecek oturulan yemek sofralarında her çocuğun dinlediği şeyler türlü türlüdür herhalde. Ana baba kavgasına tahammül eden de, siyaset ya da futbol dinleyen de, bitmek bilmez mahalle dedikoduları içinde kaybolup giden de olsa gerek.
Ben, yemek sofrasında hukuk felsefesi dinleyerek büyüdüm. İnsanların en kötü, en iyi, en çıplak hallerine tanık olan iki hukukçunun arasında, çocuk aklımla karmaşık usul koridorlarında sık sık kayboldum. Haksızlıklarla, çaresizliklerle, beklenmedik sürprizlerle, mücadeleyle dolu, kimi umut veren, kimi umut kıran ama tümü göz yaşartan nice insan öyküsü dinledim. Böyle büyüdüm.
Yıllar geçtikçe, benim için gayet tanıdık olan “adalet” ve “hukuk” kavramları arasındaki hassas ayrımı nice insanın pek kestiremediğini şaşkınlıkla gördüm. Genç yaşta sürekli dinlediğim bu öykülerin bana ne kattığını o zaman fark ettim. İnsanların bu kavramlar arasındaki ortaklıkları ve farklılıkları görebilecek biçimde eğitilmesinin, “uygarlık” adını verdiğimiz toplu taşıma aracının emniyet kemeri olduğunu da ancak o zaman anlayabildim.
Annem, bütün bunların farkında olarak, hukukçuluk yaşamları boyunca karşılaştıkları ilginç öyküleri, acıları, başarıları, çaresizlikleri ve en önemlisi de insanın kafasını allak bullak eden ikilemleri kısa öyküler biçiminde yazmayı uzun zaman hayal etti. Bu hayalini ancak yaşamının son yıllarında tamamlayabildi ve bizim de büyük çabamızla, Hukuk İçi Hukuk Dışı Öyküler kitabını ölümünden hemen önce eline alabildi.
Şimdi, aradan on beş yıl geçtikten sonra, o günlerin acılı telaşları içinde dökülüp saçılmış olan başka öyküleri de eklemeye babamı ikna etmiş olmanın mutluluğu içindeyim.
Bu öyküleri okurken, pek ihtimal vermeyeceğiniz şeylerin gözünüz önünde oluvermesine siz de şaşıracak, olayların kimisine kızacak, kimisine gülecek, kimine gülümseyeceksiniz. Adalet ve hukuk kavramları kafanızda şöyle bir yerinden oynayacak ve umuyorum ki daha gelişmiş ve zenginleşmiş olarak yeniden yerine oturacak.
Kitabın ilk yazarı olan annemin kendine özgü, şakacı üslubunu bu genişletme ve elden geçirme sırasında korumayı başarabilmiş olmamızı umuyor, Hukuk İçi Hukuk Dışı Öyküler’in ikinci baskısını beğeninize sunuyorum
Özgür Özol, İstanbul 2020
(Tanıtım Bülteninden)